Kadir Gecesinin rahmet ve mağfireti, hayır ve bereketi, iyilik ve güzelliği, adalet ve kardeşliği, paylaşmayı ve yardımlaşmayı bünyesinde barındıran manevi atmosferin doruğa ulaştığı, bin aydan daha hayırlı bir gece olduğunu ifade eden Solhan Ulu Camii İmamı Mehmet Bingöl, Kadir Gecesinin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Ramazan ayının son haftasını idrak edildiğini hatırlatan Mehmet Hoca,”Bir taraftan rahmet ve bereketi bol bir ayı geride bırakmanın hüznünü yaşarken, diğer taraftan anlamına uygun idrak edildiği takdirde insanın ancak bir ömür boyu elde edebileceği sevabı kazanabileceği Kadir gecesine ulaşmanın sevincini yaşıyoruz.”dedi.

“Kadir Gecesi Bin Aydan Daha Hayırlıdır”

Zaman ve mekânların; kendilerinde meydana gelen önemli olaylarla değer kazandırdığını belirten Mehmet Hoca,”Kadir gecesinde kadrini değerli kılan en önemli sebep Kur’an-ı Kerim’in bu gece indirilmeye başlamış olması, Hz. Muhammed (s.a.v) insanlığa son Peygamber olarak gönderilmesidir. Dünya tarihinin bu önemli hadisesini Cenabı Allah Kur’an-ı Kerim’de bu gece hakkında şöyle buyurmaktadır. “Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadr,1-5) Kadir gecesini gereği gibi anlayıp hakkıyla değerlendirmenin yolu, Kur’an-ı Kerim’in eşsiz mesajlarını okuyup anlamaktan geçer. Kur’an’ın bir hayat nizamı olarak anlama ve öğrenme, Resulullah’ın hayatını yaşantısını tanıyıp uygulama, onların emrettiği ilkeler doğrultusunda hayatımızı programlayarak yaşamak ve İslam dışı bütün ideolojileri kötülükleri günahları terk etme vesilesi kabul edilmelidir. Öyleyse bir Müslüman olarak bu gece kitabımız Kur’an’a karşı görevlerimizin neler olduğuna bir kez daha bakıp ona göre hareket etmeliyiz. Şüphesiz ölülerimize faydası dokunmakla birlikte esasen içindeki emir ve yasaklarla, adalet ve irfanla, yaşama ve yaşatma ilkeleriyle, ukubat ve muamelat düsturlarıyla güzel ahlak kaideleriyle asıl biz dirilere bir anayasal yaşantı, nasihat ve hakikat kitabı olan Kur’an’ı yeniden keşfetmenin heyecanını yakalamalıyız. Onun getirdiği ilke ve prensiplerin özünde aydınlık, birlikte yaşama, haklara saygıyı emr eden, sınıfların üstünlüğünü insanlar arasında ayrımcılığı red eden, insanlar arasında sevgi, uzlaşma, yardımlaşma, insanlar arasında adalet ve saadet, kardeşlik ve istikrarı sağlayacak; fert ve toplum planında pek çok ahlakî ve sosyal problemin hak ve adalet çerçevesinde çözülmesine ışık tutacak ve insanlara gelişme yollarını göstererek onları geleceğe hazırlayacak ilâhî ölçüleri içeren bir kitaptır. Cenabı Allah Kur’an-ı Kerim’de ”Gerçekten bu Kur’an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü’minler için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler. Biz Kur’an’dan mü’minler için şifa ve rahmet olacak eyler indiriyoruz.”(isra s.9) Bin aydan daha hayırlı bu geceyi tam anlamıyla ihya etmek demek, dünya ve ahiret mutluluğunu içeren kitabı okumamız, anlamamız, öğrenmemiz, hayatımıza tatbik etmemiz, çocuklarımıza öğretmemiz, emir ve yasaklarına uymamız, kısaca onu yaşamamızla mümkün olacaktır. Kur’an’ı sadece ölülere ve bazı gün ve gecelerde okunmak için gönderilmiş bir kitap olarak görmemeliyiz. O halde bu gecenin bir “Kur’an Gecesi” olduğunu bilerek değerlendirelim.”

Bu Gece, Tövbe ve Yeniden Doğuş Gecesidir

İtakaf’ın önemine değinen Mehmet Hoca,”Bu gece muhasebe gecesidir. Bu gecede yalnızlığı hissedip it’ikafa durma kendini tanıma dünyevi işleri terk edip camide inzivaya çekilip hesabını yapma halini arz edip acizliğini rabbine karşı dile getirip af ve dua isteme gecesidir. Kadir Gecesi vesilesiyle kendimizi bir hesaba çekelim. Evladımızdan bize itaat etmesini bekliyoruz ama kendimiz bizi yaratan, yaşatan, rızık ve sağlık veren yüce Allah’a ne kadar itaat edebiliyoruz. Bu gece, tövbe ve yeniden doğuş gecesidir. Kulluğumuzun yeniden farkına vararak, O’na boyun eğme, emir ve yasaklarına riayet edebilmedeki hassasiyetimizi gözden geçirelim. Sayısız manevi güzelliğin yaşandığı ve mükafatların sınırsız olarak verildiği bu gecede; özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulamalı, kendimizle hesaplaşmalı, iyi ve güzel davranışlarımızı arttırmaya İslam’a hizmeti şiar edinerek bu yolda gayretleri çoğaltmalı, kötü davranışlardan uzaklaşarak kalbimizdeki manevi kirleri hayatımızdaki insi ve cinni şeytanlardan uzaklaşmalı Ku’rani bir hayatı düstur edinerek temizlenmeye çalışmalıyız. Bu gece yüce Allahın bizlere akıl, bilgi şuur, idrak, anlayış, samimiyet ve ihlas vermesini, doğruyu bulduktan sonra ayaklarımızı sabit kalplerimizi saptırmaması ve bizi affetmesi için dua edelim. Yerlerinden yurtlarında mağdur edilenlere, zülme uğrayıp mazlum duruma düşenlere bütün dünya Müslümanları için özellikle bölgemizdeki insanların huzur ve saadete kavuşmaları için bütün insanlığın kurtuluşu ve mutluluğu için dua edelim. Acı ve sıkıntıların geçmesi, yüzlerin gülmesi, kan ve gözyaşı dökerek yaşama zorunda kalan insanların kurtuluşu için hangi fedakarlıkları yapabileceğimizi düşünelim. Bu gece şafak atıncaya kadar Allah’ın mahlûkata merhamet gözüyle baktığı, her el açanın duasının kabul edileceği gecedir. Senede ancak bir defa gelecek bu zaman dilimini gafletle geçirmeyelim. Bizim gibi günahı çok kullar için bulunmaz olan bu fırsatı iyi değerlendirip, Allah’a daha iyi bir kul, Peygamberine daha iyi bir ümmet olmanın yollarını arayalım.”dedi.