Solhan İlçe Müftüsü Eyüphan Toprak, İslâm’ın beş temel esasından biri olan zekât ve fitre hakkında bilgilendirme de bulundu.
İslâm’ın beş temel esasından biri olan zekât hakkında bilgilendirmede bulunanSolhan İlçe Müftüsü Eyüphan Toprak,“Allah’ın ihsan ettiği malın şükrü: Zekât ve Sadaka-i Fıtır’dır.”dedi.
İlçe Müftüsü EyüphanToprak,”Sözlükte artma, çoğalma, temizlik ve bereket gibi anlamlara gelen zekât, dini bir terim olarak, belirli bir malın bir kısmının, Allah rızası için muayyen kişilere verilmesi demektir.
İslâm’ın beş temel esasından biri olan zekât, hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır.
Müslüman, temel ihtiyaçlarından fazla nisap miktarı (yani 80.18 gram altına tekabül eden) bir mala sahip ise ve bu malı elde etmesinin üzerinden bir yıl geçmiş olsa kişi o malın zekâtını ( kırkta bir veya yüzde iki buçuk oranında) vermekle yükümlü olur.
Sadaka-i Fıtır (Fitre): Ramazan ayının son gününde, güneşin batması ile vacip olan ve her Müslüman için verilmesi gereken sadakaya (fitre) sadaka-i fıtır denir.
Namaz, oruç gibi bedenî ibadetler, nasıl Allah’ın ihsan ettiği beden, hayat ve sıhhat gibi nimetlerin şükrü ise; zekât ve sadaka-i fıtır gibi mali ibadetler de Allah’ın ihsan ettiği mal nimetinin şükrüdür.
Zekât Malı Manevi Kirlerden Arındırır.
Yüce Mevla’mız:“Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekât) al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”(Tevbe /103)Buyurarak zekâtın bu özelliğine dikkatimizi çekmiştir.
Kur’an-ı Kerim ve Ehadis-i Nebeviyye’de namaz ile zekâtın genelde beraber zikredilmesi, bu iki temel ibadet arasındaki yakın bağ kadar, namazın, bedeni, zekâtın da mali ibadetleri temsil etmesi ve dindarlığın kemalinin bu iki kanaldaki sorumlulukların yerine getirilmesi ile gerçekleşebileceği anlamını taşır.
Zekât vermek kişinin maddî ve manevi varlığını temizler. Zengini cimrilik hastalığından, aşırı mal hırsından kurtarır; ona cömertlik ve kendi alın terinden bir pay verebilme ve verilen nimete yine kendi cinsinden şükretme erdemini kazandırır.
Zekât Kimlere Verilebilir?
Yüce Rabbimiz:“Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak fakirler, miskinler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğe kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir.(Tevbe/60) Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir” buyurarak zekâtın kimlere verileceğini açıkça beyan etmiştir.
Zekât Fakirin Hakkıdır.
Zekât, zengin Müslümanların fakir Müslümanlara yaptıkları bir yardım ve sadaka değildir. Zekât doğrudan doğruya fakirin, zenginin malında bulunan bir hakkıdır. Kur'an-ı Kerîm'de bu husus şu şekilde belirtilmiştir:“(Mü’minlerin)mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır.” (Zariyat/19)
Zekâtı İfa Ederken Dikkat Etmemiz Gereken Önemli Hususlar Şunlardır.
Zekât sadece mali bir yardım, bir dayanışma olmayıp aynı zamanda Allah’ın emri olan bir ibadettir. Her ibadetin şartlarına göre yerine getirilmesi gerektiği gibi zekât ibadetinin de şartlarına riayet etmek gerekir. Bu nedenle zekât verilecek kişilerin gerçekten zekât almaya müstahak olup olmadıklarını araştırmak gerekir. Zekât alacak olan kişiler de bu bilinçle hareket etmelidir.
Zekâtı, zekât toplamayı meslek haline getirenlere değil, gerçek muhtaçlara ulaştırmaya gayret etmek hepimizin görevidir.
Zekâtı bir cebimizden çıkarıp bir diğer cebimize koymuş olmamak için dinimiz kişinin nafakasından sorumlu olduğu kişilere zekât vermesine müsaade etmemiştir. Bunun içindir ki zekat, alt üst soya, eşler birbirine, zengine ve gayr-ı müslime verilmez.
Zekât ile ilgili dikkat edilmesi gereken şeyler sadaka-i fıtır için de geçerlidir.
Zekât veya Sadaka-i Fıtır verirken nafakasından sorumlu olmadığımız akrabalarımıza öncelik vermemiz daha uygun olur zekat’a muhtaç böyle bir akrabamız yoksa yakınımızdan başlamak suretiyle çevremizde ki muhtaçlara zekat verilmesi tavsiye edilir.
Genel hatlarıyla ele aldığımız zekat çok teferruatlı fıkhi bir konudur. Çünkü altın, gümüş ve paranın zekatı ayrı hayvanların zekatı ayrı, ticaret mallarının zekatı ayrı, tahıl ürünlerin zekatı ayrı hesaplanır ve ona göre bir takım hükümler ortaya çıkar. Bu vesile ile dileyen kardeşimiz konu hakkında fıkıh ve ilmihal kitaplarında istifade edebilir.
Allah’ın büyük bir nimeti olan bedenimizin ve hayatımızın zekâtı olan oruç ibadetimizi eda ettiğimiz bu mübarek Ramazan ayında, yine Allah’ın bir başka büyük nimeti olan malımızın da zekâtını hakkıyla eda edebilmeyi cümlemize nasip eylemesini Cenab-ı Allah’tan diliyorum.”dedi.