İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, “24 Kasım Öğretmenler Günü’nü” Solhan’da çeşitli etkinliklerle kutladı.
24 Kasım Öğretmenler günü münasebetiyle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Solhan’da çeşitli etkinlikler düzenledi.
İlk tören Hükümet Konağı bahçesinde yapıldı. Daha sonraki program ise Hayalim Düğün Sarayı’nda gerçekleşti.
Düzenlenen törene Kaymakam Fatih Okumuş, Belediye Başkan Vekili Mahmut Tütünen, İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Güler, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Değiş, İlçe Milli Eğitim Müdürü Fevzi Aktaş, İlçe Emniyet Müdürü Hasan Soydaş, kurum amirleri, okul idarecileri ile öğretmenler katıldı.
“Öğretmenler, geçmiş ile gelecek arasında bir köprüdür”
İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törende mesleğe yeni başlayan öğretmenler adına Öğretmen Melih Duman bir konuşma yaptı. Öğretmen Duman; “24 Kasım Öğretmenler Günü’nde en kıdemli öğretmenler adına konuşma fırsatı tanıyan amirlerime teşekkür ederek başlamak istiyorum. Geçmiş ile gelecek arasında bir köprü vardır ve bu köprü öğretmenler sayesinde kurulur. Tarih ve kültür mirasımızın geleceğe taşınması biz öğretmenlerin en büyük borcudur. Milletimizin tarihinden asırlarca damıtarak biriktirdiği maddi ve manevi değerlerimiz, hızla küresel erozyona uğramakta, bu milletin değerleri yine bu milletin evlatları tarafından terk edilmektedir. Bize ve bizden olana yabancılaşan bir nesil yetişmemesi için de gereken tedbirleri almak yine bizlere düşmektedir. Eğitimdeki esas amaç; topluma faydalı, kültürlü bireyler yetiştirmektir. Bu yetiştirme için en büyük görevli ve sorumlu öğretmenlerdir.”dedi.
“Öğretmen, kalbe ve kafaya giden yolu keşfeden sanatkardır”
Kıdemli öğretmenler adına konuşma yapan 28 Ağustos Ortaokul Müdürü Nazım Genç, “Öğretmenlik hem bir meslek hem de zor bir sanattır. Öğretmen kalbe ve kafaya giden yolu keşfeden sanatkardır. Öğrencilerin yeteneklerini keşfeder ve geliştirir. Öğrencilerini kendi evladı gibi görmeli, onlara güzel ahlak kazandırmak için de uğraşmalıdır.
Öğretmenlik; Zordur, bir o kadar onurludur, ülke ekonomilerine pazarlık konusu edilmediği müddetçe hep kutsal olarak kalmıştır. Kara tahtanın önünde duranda odur, akıllı tahtanın önünde duran da. Okulların fiziki özellikleri değişmiş, yenilenmiştir. Öğretilecek konular çağın gerekliliğine göre güncellenmiş, çoğalmıştır. Eğitim sistemleri değişmiş, okulların isimleri yenilenmiştir. Ama tüm bu değişikliklerine ve yeniliklere rağmen değişmeyen tek gerçek Öğretmenin kendisidir. Ne geçmiş onsuz olabilmiştir nede gelecek onsuz düşünülebilir. Geçmiş ile gelecek arasında bir köprü görevi görür.
Çiçek su ile büyür. Çocuklarımızı sevgi suyu ile sulamalı, bilgi suyu ile beslemeliyiz. Öğrencilerimizi sevmeli ve kendimizi onlara sevdirmeliyiz. Sevemediğimiz öğrenciyi eğitemeyiz. Gönlüne giremediğimiz öğrencinin kafasına giremeyiz. En önemlisi öğrencilerimize dost olmalıyız, dost olduğumuzu hissettirmeliyiz, onlara hayat boyu öğrenme konusunda yol arkadaşlığı yapmalıyız. Davranışlarımızla örnek olmalıyız, asla yalan söylememeliyiz, not verirken adaletli ve cömert olmalıyız. Yanlış yaptığımız zaman özür dilemeli, özür dilemenin bir erdem olduğunu öğretmeliyiz. Öğrencinin yanında sigara içmemeliyiz. Onları alkol, uyuşturucu gibi insan aklını mahveden alışkanlıklardan uzak duracak şekilde yetiştirmeliyiz.”şeklinde konuştu.
“Herkes eserine bir kıymet değer biçilebilir, ama öğretmeninkine asla!..”
Daha sonra konuşan İlçe Milli Eğitim Müdürü Fevzi Aktaş,” Öğretmenlik mesleğini büyük bir özveri ve gururla yapmakta olduğunuzu biliyoruz. Yetiştirdiğimiz neslin 2040'lı 2050'li yılları şekillendirmeye aday olacak nesil olduğunu unutmadığınızı ve kısıtlı imkanlara çerçevesinde hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan görevinizi ifa ettiğiniz de biliyoruz.
Yaşadığımız Çağ bir değişim çağı öyle bir çağ ki; toplum, teknoloji, bilgi, ihtiyaçlar, sorunlu sürekli değişiyor ve biz öğretmenler zor koşullar altında hem değişimleri takip ediyor hem de bu değişimleri öğrencilerimize aktarmaya çalışıyoruz. Bunun için okuyor, araştırıyor ve kendimizi geliştiriyoruz. Eğitimin hangi basamağında olursak olalım değişen Çağa önce bizlerin ayak uydurmak zorunluluğu vardır.
Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimi düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde insan sevgisi ile beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ile uyandırmaya çalışmalıyız. Bence bunlar çocuk terbiyesinde ana kucağından en yüksek eğitim seviyesine kadar her yerde her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardır. Ancak bu suretledir ki, çocuklarımız memlekete yararlı birer vatandaş mükemmel birer insan olurlar.
Öğrencilerimize Evrensel bilgileri verecek, bu evrensel bilgileri kendi benliklerinde eriterek, özümsemelerini sağlayacağız.
Onlara, eleştirel düşünceyi aşılayacağız. Bilimsel merak duygularını perçinleyeceğiz. Böylelikle insan yetiştirmenin güzelliği ile kendimizde bulduğumuz ''Özgüven'' duygusunun onlarda gelişmesine de şahit olacağız.
Hepimiz iyi biliyoruz ki, yaşadığımız bu bilgi çağında, milletlerin varlığını devam ettirmesi, gelişip kalkınması, öncelikle iyi yetişmiş, nitelikli insan gücüne bağlıdır. Nitelikli insan yetiştirmek de eğitim kurumlarının ve biz öğretmenlerin işidir. Topluma yön verici konumda olmak kolay değildir, ancak araştıran, sorgulayan, açık fikirli insanlar topluma yön verir ve insanları yetiştirir.
Unutulmamalıdır ki, öğrenme - öğretme işi mekanik bir süreçten ibaret değildir. Öğretmenle öğrenci arasındaki iletişim, öğrenme sürecini olumlu yönde etkilemektedir. Bu nedenle eğitimde yeni sistemler geliştirilmeli, yeni anlayışlar aranmalı, teknoloji etkin bir şekilde kullanılmalı, ancak öğretmende olmazsa olmaz olan insan sıcaklığı, sevgi, şefkat, gözlerdeki gülümseme ve parıltının öğrenci üzerindeki olumlu tesiri hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.
Şunu bilelim ki herkesi eserine bir kıymet değer biçilebilir, ama öğretmeninkine asla!.. Sizlerin de karşılaşacağınız tüm zorluklarda her zaman yanınızda olacağımızı bilmenizi istiyorum.
Aydınlık bir geleceği hep beraber inşa edeceğimize olan inanç ile hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum 24 Kasım Öğretmenler Gününüzü kutluyorum. “dedi.
“Herkesin yetişmesinde öğretmenlerin emeği vardır”
Son olarak kürsüye çıkan Kaymakam Fatih Okumuş,”24 Kasım Öğretmenler gününüzü kutluyorum. Bu vesileyle edebiyatı geçmiş öğretmenlerimize rahmetle anıyorum. Eğitim uğrunda herhangi bir nedenle sağlığı bozulan bütün öğretmenlerime Cenab-ı Allah'tan acil şifalar diliyorum, emekli olan öğretmenlerimize huzurlu ve rahat bir ömür temenni ediyorum. Şuan çalışmakta olan öğretmenlerimize ise başta sizler olmak üzere başarı, sağlık ve esenlikler diliyorum.
Değerli öğretmenlerim; herkesin yetişmesinde emeğiniz var, görevinizin gereklerini yaptığınıza şüphem yok. Mutlaka çalışıyor ve gayretlisiniz. Buna inandığımı bilmenizi isterim. Özellikle bu anlamlı gün dolayısıyla her türlü haklarınızın da çok daha ileri seviyelere taşınmasının da oldukça yerinde ve lüzumlu olduğunu düşündüğümü bilmenizi isterim. Eğitim öğretimle ilgili şahsi düşüncelerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Benim anladığım kadarıyla eğitim kısaca şekillendirme sürecidir. Olumlu ve olumsuz herhangi normatif bağlamda uzak olmak kaydıyla eğitimi düzeltme törpüleme şekillendirme bir şeye benzetme yönelik aktif, örgütlü bir süreç olarak değerlendiriyorum. Bu konunun çok ihtilaflı ve özellikle politik olması dolayısıyla analizi erbabını havale ederek öğretime ilişkin düşüncelerinizi arz edeyim. Öğretim ise beşeri ya da teknik bilginin vericiden alıcıya aktarma beceri ve sanatıdır.
Öğrenim de kendi başına örgütlü bir süreçtir. Öğretim ile tarih, coğrafya, felsefe, sosyoloji, mantık, hukuk, ekonomi, Matematik, İstatistik, kimya gibi alanlara mahsus bilgiler veya veriler bir şekilde bilenden bilmek isteyene aktarılır. Muallim yani bilgi sahibi bilgisini talep edene yani talebeye aktarır ama bunu bir beceri ve sanat marifetiyle yapar. Bu sürece bütünüyle beraber Öğretim süreci denebilir. Esasında öğretmenler hem eğitim kısmından, hem de Öğretim kısmında ilgilidirler. Sizler sadece aktarma işi ile değil bilakis çok daha geniş çevre ile ilgilisiniz bunu bilmenizde fayda var.
Daha barışçıl, sevgiye dayalı, özgür paylaşımcı ve adil bir dünya için insanlığın bitmek bilmez hırsını ve bencilliğini ılımlılaştırmaya kontrol altına almaya, yönetmeye ve mümkünse ortadan kaldırmaya ihtiyacımız var. Böyle bir dünyada herhalde bunu başarmak mümkün olmuyor ki her tarafımız savaş, işgal, adaletsizlik, yolsuzluk ve çaresizlikle dolu. Öğretmene düşen Evrensel rol kanaatimce insanı dışlamadan ve insanlara rağmen anlayışı olmadan beraber olabilme, birlikte ve ortak yaşayabilme, fırsat eşitliğinin tam olarak sağlanması gibi kuşatıcı, dayanışmacı ve teşvik edici bir ortamın oluşturulmasına azami derecede katkı sağlamaktır. Türkiye bağlamında öğretmenin bu rolünü tam anlamıyla yerine getiremediğini biliyorum, ancak dilerim ki en kısa zamanda bu rolünü en iyi şekilde yerine getirebilir. İnanarak ifade edebilirim ki, bu konuda Türkiye'de işler 50 yıl, 20 yıl hatta 10 yıl önceye göre çok daha iyi seviyede, fakat yeterli düzeyde değildir. Bu düşünceler bir kez daha öğretmenler gününüzü kutlar saygılar sunarım.”dedi.
Program, mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin ant içme töreni sona erdi.