Diyanet İşleri Başkanlığı, Cuma Hutbesinde Korona virüse karşı uyarıda bulundu. Hutbede, virüslere karşı temizliğinin önemine değinildi.
Tüm
camilerde irad edilen cuma hutbesinde, korona virüs hastalığına dikkat
çekilerek, Müslümanların tedbiri elden bırakmaması ve bu salgından korunmak
için de beden, kıyafet, yiyecek ve çevre temizliğine önem vermesi gerektiğine
vurgu yapıldı.
Solhan
Merkez Ulu Camii İmam Hatibi Mehmet Bingöl, irad ettiği hutbede, korona
virüsüne karşı temizliğe dikkat çekti.
En
hafifinden en ağırına kadar hastalığın dünya imtihanlarından biri olduğunu
belirten Bingöl, “Tarih boyunca pek çok hastalık Allah’ın yardımı ve insanların
gayretli araştırmaları ile tedavi edilmiştir. Bugün dünyanın dört bir köşesine
yayılan korona virüsün de inşallah şifası bulunacaktır. Nitekim Resûl-i
Ekrem’in buyurduğu gibi ‘Allah, indirdiği her hastalığın muhakkak şifasını da
vermiştir.’ Bizlere düşen ise hastalığa yakalanmamak için tedbiri elden
bırakmamaktır. Bu salgından korunmak için öncelikle beden, kıyafet, yiyecek ve
çevre temizliğine dikkat edelim. Bulunduğumuz ortamı sık sık havalandıralım.
Öksürdüğümüz ya da hapşırdığımız zaman tek kullanımlık mendillerle veya
dirseğimizin iç kısmıyla ağzımızı kapatalım.” dedi.
“Tesbihatımızı şahsi tespihimizle eda edelim”
Kalabalık
ortamlardan uzak durmaya gayret gösterilmesi gerektiğini söyleyen Bingöl,
konuşmasına şöyle devam etti: “Özellikle lavabo, abdesthane, kapı kolu ve masa
üstleri gibi el temasının yoğun olduğu alanları temiz tutalım. Ellerimizi her
zamankinden daha fazla sabunla ve ovalayarak yıkayalım. Kirli ellerimizle
ağzımıza, burnumuza ve gözümüze dokunmayalım. Camilerimizde ortak tespihleri
kullanmak yerine parmaklarımızla ya da şahsi tespihimizle tesbihatımızı eda
edelim. Şayet yurt dışı seyahatinden dönmüşsek, on dört gün boyunca evimizden
dışarı çıkmamaya özen gösterelim. Umre ziyaretinden dönenlerin de bu hususa
dikkat etmesini ve ziyaretçi kabul etmemesini sağlayalım.”
“Musafaha uygulamasına ara verelim”
Bir
müddet musafahaya ara verilmesi gerektiğini vurgulayan Bingöl, “Bizler samimi
ve sıcakkanlı bir milletiz. Dost ve arkadaşlarımızla musafaha eder, tokalaşır
ve kucaklaşırız. Elbette bu davranışlar çok güzel ve değerlidir. Ancak bulaşıcı
hastalıkların yaygın olduğu bu dönemde böyle uygulamalara ara vermek
sorumluluğun ve tedbirin gereğidir. Bilhassa camilerimizde yaygın olan namaz
sonrası musafaha uygulamasına ara verelim. Tokalaşmadan belli bir mesafeden
birbirimize gönül selamı vererek hal hatır soralım. Belli bir yaşın üzerinde
olanlar korona virüsten daha fazla etkilenmekte ve risk grubunda yer
almaktadır. Dolayısıyla bugünlerde yaşlılarımız evlerinde istirahat etmeli ve
kalabalık ortamlardan uzak durmalıdır.” diye konuştu.
“Hem kendi sağlığımızı hem de çevremizdekileri
korumak için tedbirli davranalım”
Sağlığın
Rabb'imizin bize emaneti olduğuna işaret eden Bingöl, “Mü'mine düşen, bu
emanete sahip çıkmak, onu korumak için gayret göstermektir. Bu sayede Allah’ın
yardımıyla huzura kavuşuruz. Dertlerimize deva, hastalıklarımıza şifa buluruz.
Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Hazreti İbrahim Rabbimizi şöyle anlatır; ‘O, beni
yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. O, beni yediren ve içirendir.
Hastalandığımda bana şifa veren O’dur. Beni öldürecek ve sonra diriltecek olan
da yine O’dur.’ Öyleyse yaşadığımız salgın hastalık karşısında hem kendi
sağlığımızı hem de çevremizdekileri korumak için tedbirli davranalım. Aksi
halde kendi sağlığımız yanında başkalarının sağlığını da tehlikeye atacağımızı,
bunun da kul hakkı olacağını unutmayalım. Elbette Rabbimizin bir takdiri
vardır. Mü'mine düşen ise tedbir almaktır. Mümin her haliyle mutedil ve dengelidir.
Meseleyi hafife almadan, abartıp paniğe kapılmadan, soğukkanlılıkla, aklımızı
ve bilgimizi kullanarak bu salgınla mücadele etmek hepimizin vazifesidir.”
ifadelerini kullandı.