Bingöl Üniversitesi ve Bingöl İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce İlçemizde bulunan arıcılar, arı hastalıkları ve hastalıkla mücadele konusunda bilgilendirildi.
Bingöl Üniversitesi ve Bingöl İl Tarım
ve Orman Müdürlüğünce Solhan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü toplantı salonunda
Veterinerlik Fakültesi Öğretim Görevlisi Mehmet Ali Kutlu tarafından ilçede
bulunan arıcılara, arı hastalıkları ve hastalıkla mücadele konusunda
bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
Arı hastalıkları ve hastalıkla mücadele
konusunda bilgilendirmede bulunan Öğretim Görevlisi Mehmet Ali Kutlu, “Arıları
kekle beslemenin temel unsuru şekerdir. Pudra şekeri, maya katıyoruz ekşimemesi
için bal katıyoruz. Sevgili arkadaşlar şunu bilmeniz lazım. Ballarda nihayet
hastalık etmenleri uzun süre yaşıyor. Örneğin Amerikan yavru Şuriki etmeni
ballarda 25 yıl ölmeden özelliğini kaybetmeden yaşamını sürdürüyor. Veya Nosema
biliyorsunuz? Dolayısıyla Nosema’da 7 ay kadar Nosema virüsü balda canlılığını
sürdürüyor. Öyle vakalar yaşıyoruz ki adam gelip diyor arım mükemmeldi hiçbir
şeyi yoktu sonbaharda. Fakat kıştan çıkışta zayiat verdim. Açıp bakıyorsunuz,
irdeliyorsunuz ki Nosema veya hiçbir şeyi yokken bakıyorsunuz ki güçlü kovan
ilkbaharda Nosema almış başını gidiyor. Sebebine baktığınız zaman kekle besleme
yapmış kekle besleme yaparken de ne yapmış bal kullanmış. O kullanmış olduğu
balın içerisinde Nosema mikrobu ne yapıyor, bir kalemde kaç arıya verdiyse o keki,
Nosemayla bulaşıklı hale getiriyor. Mümkün olduğu kadar balı kullanmayın ama
kullanmamız gerekiyor balı en azından 80 santigrat derecede kaynama değil de
ısıtın öyle kullanın. Bal sadece keki bir arada tutup yumuşak tüketilebilir
olmasını sağlıyor. O nedenle bal kullanmayın kullanacaksanız mutlaka ve mutlaka
ısıtınız. Böyle mücadele ettiğimiz müddetçe çözeriz. Kekin amacı polenin yerine
geçen ikamedir. Eğer ana arı bir kovanda hem keki yani poleni hem de nektarı
bulamaz ise yumurta bırakmaz. O nedenle biz mutlaka kek vereceğiz. Kek verirken
de bal kullanmayacağız, kullanacaksak ta mutlaka ısıtacağız yoksa kendi
arılarımızı kendi elimizle hastalandırırız. Sonrada çare aramaya başlarız. Buna
dikkat etmemiz lazım. Bir diğer unsur ise kış aylarında arılar kış yumağını
oluşturuyor. Kış yumağı, Arı belli bir dönem anayı ortaya alarak o şekilde
ısıyı muhafaza ederek geçirmesidir. O yumağın bozulmaması lazım orada bir iç
düzen var. İçerde ısınan arı dışarı çıkıyor besin maddesini alıyor. Tekrar
sirkülasyonla içeri giriyor. Eğer bu düzen bozulursa, arının beslenme
hareketliliği bozuluyor. Dolayısıyla beslenme hareketliliği bozulduğu zaman arı
yaşıyor ama kıştan telef olarak çıkar. Kesinlikle kış aylarında düzenine
dokunmayacaksınız, arı olduğu gibi kalacak.” İfadelerini kullandı.