İşgalci İsrail’in, Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri’yi tutuklayarak Mescid-i Aksa’ya bir sene girişini yasaklamasını protesto etmek için bir araya gelen Sivil Toplum Kuruluşları adına açıklamayapan Bingöl İHH Başkanı Gili, “İsrail'in Kudüs'ün önde gelen dini ve kanaat önderlerini hedef alması tamamen sistematik bir durumdur.“ dedi.
İşgalci İsrail’in, Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri’yi
tutuklayarak Mescid-i Aksa’ya bir sene girişini yasaklamasını protesto etmek
için Bingöl Ulu Camii’nde sabah namazında bir araya gelen Sivil Toplum
Kuruluşları, basın açıklaması yaparak dua okundu.
Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu ile Memur Sen
Bingöl İl Başkanlığı İşgalci İsrail’in, Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri’yi
tutuklayarak Mescid-i Aksa’ya bir sene girişini yasaklamasını protesto etmek
için Bingöl Ulu Camii’nde sabah namazında bir araya geldi. Sabah namazı sonrası
yazılı basın açıklamasını okuyan Bingöl İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım
Derneği (Bingöl İHH) Başkanı Muhittin Gili, ABD’nin elçiliğini Kudüs’e
taşımasından bu yana Siyonist İsrail Mescid-i Aksâ ve Kudüs halkı üzerindeki
hukuksuz hareketlerini artırarak devam ettiriyor. Siyonist İsrail 2017
Temmuz’unda kapılarına metal detektörler yerleştirerek Mescid-i Aksâ’ya giriş
ve çıkışları kontrol altına almak istemişti. Bu hamle Mescid-i Aksâ’yı zamansal
olarak bölme planının ilk adımı idi. Tüm dünya Müslümanlarının ve tabiki Kudüs
halkının büyük direniş göstermesi sonucu İşgalci İsrail geri adım atmak zorunda
bırakılmıştı. Bu geri adımı hazmedemeyen Siyonist işgalci yönetim 2019 Şubat
ayında Mescid-i Aksâ’nın içerisinde bulunan Rahmet kapısını işgal ederek
sinegoga çevirmek istedi. Böylece Mescid-i Aksâ’nın mekânsal olarak bölünmesini
gerçekleştirmek için bir adım atmış oldu. Aslında 2003 yılından beri kapalı ve
zincirli olan mekânın bu şekilde işgal edilmek istenmesi üzerine yine tüm Kudüs
halkı tüm dünyanın da desteği ile ayaklanarak bu sefer mekânı muhafaza etmekle
kalmayıp 16 yıldır kilit altında tutulan mekânı açarak ismini Rahmet Mescidi
koydular. Tüm bu yaşanan olaylar yıl boyunca sayısız baskınlar ve gözaltılarla
devam etti” ” dedi.
Siyonistlerin Müslüman alimleri bir bir hedef tahtasına
koyduğuna işaret eden Gili, “Bu süreçte Kudüs Muhafızı Şeyh Raid Salah
gözaltına alınarak hapis cezası verildi. Uzun bir süre hapsedilen Şeyh Raid
Salah geçtiğimiz aylarda ev hapsine alındı. Ancak Şubat ayında hakkında
verilecek olan kararla yeniden hapsedilmesi gündemde. Ayrıca geçen hafta Pazar
günü Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri, Rahmet Mescidi konusunda insanları Cuma
hutbesinde provoke ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. Şeyh İkrime Sabri’ye bir
hafta süre ile Mescid-i Aksâ’ya giriş yasağı getiren Siyonist İsrail sürenin
bir yıla çıkarılmasını istedi. Mescid-i Aksâ’da 50 yıldır hutbe veren ve Kudüs
halkının gönlünde büyük yeri bulunan Şeyh İkrime Sabri aleyhine alınan bu karar
üzerine Kudüs halkı ayaklanarak Rahmet Mescidinde toplanmaya başladı. Son iki
günde bu toplanma çağrısına uyan herkese karşı orantısız güç uygulayan Siyonist
İsrail güçleri kadınlar başta olmak üzere birçok Müslümanı gözaltına altı.
Özellikle kadınlara uygulanan şiddetin dayanılmaz boyutlara
gelmesi üzerine Kudüs halkı bu Cuma’yı Umut Cuma’sı olarak ilan ettiler.
Siyonist İsrail’in, Rahmet Kapısı yasağına karşı seslerini yükseltecek olan
Kudüs halkı tüm dünya Müslümanlarının Kudüs’ten yükselecek sese karşılık
vermelerini bekliyor” diye konuştu.
Rahmet Kapısı (Bab’u er-Rahme) Neden Önemli
Gili, “Öncelikle şunu anlamamız gerekmektedir ki Rahmet
Kapısı sadece yıllardır kapalı olan bir kapıdan ibaret değildir. Bu kapı,
içerisinde İmam Gazalî’nin İhya eserini yazdığı ve inzivaya çekildiği odaların
da bulunduğu bir müştemilattır. Siyonist İsrail’in şu an müdahale etmek
istediği, içerisinde binaların da bulunduğu 1000 m2’lik Rahmet Kapısı
Müştemilatı ve buna ilave, içerisinde zeytin ağaçlarının ve bazı diğer
binalarında bulunduğu 20 dönümlük alandır. Mescid-i Aksâ’nın bir bölümünü ele
geçirerek iddia edilen Süleyman mabedinin inşası için bir basamak olarak
kullanmak istemektedirler. Rahmet Kapısı Selahaddin Eyyubi tarafından duvar
örülerek güvenlik gerekçesi ile kapatılmıştır. Çünkü Mescid-i Aksâ’ya şehre
uğramadan direk olarak girilebilen bir kapıdır. Bu tarihten beri kapalıdır.
1970lerden 2003’e kadar Mescid-i Aksâ hizmetinde bulunan bir dernek tarafından
merkez olarak kullanılmış ve bu dernek ve merkezi 2003 yılında kapatılmıştır.
2019 yılı Şubat ayında yaşanan olaylar sonrasında kapı Müslümanlar tarafından
açılarak mescit haline getirilmiştir. Rahmet Kapısı Hristiyan ve Yahudi
inancında da önemli bir yer tutmaktadır çünkü her iki din mensupları da kıyamete
yakın bir zamanda “Mesih”in buradan Kudüs’e gireceğine ve o zamana kadar bu
kapının kapalı kalması gerektiğine inanmaktadırlar. Esasında Rahmet Kapısının
Mescid-i Aksâ içerisinden girilen (binaya inilen merdivenlerin başında)
kısmında 2003 yılından beri bir kilit vardı. Ancak Müslümanlar buraya zaman
zaman girip ibadet edebiliyordu ve buna Siyonist İsrail’in herhangi bir
müdahalesi söz konusu değildi. Çünkü Siyonist İsrail zaten Mescid-i Aksâ
içerisinde bir karar verme yetkisine sahip değildir. Mescid-i Aksâ içerisindeki
her türlü tasarruf Ürdün Vakıflar’ına aittir. 17.02.2019 Pazar günü Siyonist
İsrail’in silahlı teröristleri Mescid-i Aksâ’ya baskın düzenleyerek “bazı
Müslümanların Rahmet Kapısında Namaz Kılmalarını” bahane göstererek
merdivenlerin başındaki demir kapıya kilit vurdular. (Rahmet Kapısının
müştemilatına inen merdivenlerin başına) 18.02.2019 Pazartesi günü Mescid-i
Aksâ’daki murabıtlar ve Kudüs halkı Siyonist İsrail’in bu davranışının Mescid-i
Aksâ’ya bir müdahale olduğunu söyleyerek zinciri ve kilidi kırarak içeride
namaz kıldılar. Bunun üzerine Siyonist İsrail’in eli silahlı teröristleri
buradaki Müslümanlara saldırarak bir çok genci Mescid-i Aksâ içerisinde önce
darp edip sonra da gözaltına aldırlar. Ayrıca Mescid-i Aksâ’nın tüm kapılarını
kapatarak giriş çıkışları yasakladılar. Kudüs halkının tepkisinin ve
ayaklanmasının üzerine çok geçmeden kapıları tekrar açmak zorunda kaldılar.
Rahmet Kapısı olayları sırasında Kıyamet Kilisesi’ne yapılan
siyasi ve ekonomik baskıları protesto etmek amacıyla Kudüs’lü Hristiyanlar da
kiliseyi kapattı ve Müslümanlar’ın Rahmet Kapısı direnişine destek verdiler ”
ifadelerini kullandı.
Peki Ne Yapmalıyız
Müslümanların yapması gerekenleri sıralayan Gili, şunları
dile getirdi: “Siyonist İsrail’in Mescid-i Aksâ’nın, değil içerisine herhangi
bir taşına bile müdahale etmesini kabul edemeyeceğimizi tüm dünyaya en yüksek
sesimizle haykırmalıyız. Çünkü bu meseleyi kabullenmek Mescid-i Aksâ’nın
bölünmesini kabul etmektir ki bu Müslüman alemi için bir kıyamettir. Şeyh
İkrime Sabri gibi ömrünü Mescid-i Aksâ’ya adamış birinin Mescid-i Aksâ’dan
uzaklaştırılması tüm Müslümanların Mescid-i Aksâ’ya girmesinin yasaklanması ile
aynı anlama geldiğini anlamalı ve bunun kabul edilemez bir şey olduğunu
haykırmalıyız. Bütün sivil toplum kuruluşları olarak toplumun her kesimine
meselenin önemini anlatmalı ve insanları bu konuda bilinçlendirmeliyiz. Bugün
burada yaptığımız efendimizin (a.s.v)
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye
gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse,
kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” Hadisi
şerifi mucibince bu zulme sessiz kalmamaktır. Bundan sonraki süreçte de Mescidi
Aksa’da yaşanan olayları yakından takip edeceğimizi buradan bir kere daha ilan
etmek istiyoruz.”
Diyanet Sen Bingöl İl Başkanı Mücahit Çelik’in yaptığı dua
ile program son buldu.