Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi tarafından her yıl Elazığ’da düzenlenen Müzeler Günü programına bu yıl İlçemiz ev sahipliği yaptı.
Dünya Müzeler Günü münasebetiyle Elazığ Müze
Müdürlüğü tarafından Solhan Belediye Kültür Merkezinde düzenlenen programda katılımcılara
müzeler ve Solhan’da iki yıldır devam eden Arkeolojik kazılar hakkında bilgiler
aktarıldı.
Programda açılış konuşmasını yapan Elazığ Müze Müdürü Ziya Kılınç,”Geleceğimizin teminatı olan sevgili gençler tüm dünyada 18 Mayıs günü müzeler günü olarak kutlanmaktadır. 18 Mayıs ile 24 Mayıs tarihleri arasında kutladığımız bu etkinliğin amacı kültür bilincini oluşturabilmektir. Kültür bilinci ve kültür varlıklarını elimizden geldiği kadar geniş kitlelere ulaştırabilmektir. Bizde Elâzığ Müze Müdürlüğü olarak bu yılki etkinliğimizi Solhan’da gerçekleştiriyoruz. Müzeler; sanat, bilim, tarih ve eski yaşamlara ait sergi alanlarıdır. Aynı zamanda geçmişte yaşayan insanların yaşayışlarıyla ilgili izlerin sürüldüğü onların kullandıkları malzemelerin biriktirdiği tarihi öneme haiz depolardır. Ayrıca müzeler geçmişin bu güne bir yansımasıdır, ayna tutulmasıdır. Geçmişten günümüze bir ayna tutulan mekânlardır. Biz de müzecilik 1846 Osmanlı döneminde ilk olarak Topkapı sarayının girişindeki “Aya irini” kilisesinin mahzeninde başlamıştır. Bu alanda Osmanlıya ait silahların depolandığı bir mekândır. Bizdeki bilimsel anlamdaki ilk müzecilik Osman Hamdi Beyin Müze-i Hümayuna müdür olarak atanmasından sonra başlamıştır. Müze-i Hümayun bugün ki İstanbul arkeoloji müzesidir. Dönemin Padişahı Abdülhamit Han’ın talimatlarıyla müze kurulmuş ve Anadolu’nun birçok yerinde kazılar başlamıştır. Cumhuriyet döneminin ise ilk müzesi 1928 yılındaki kurulan etnografya müzesidir. Daha sonra yine Anadolu medeniyetleri müzesi ve bugün bütün ilerimizde müze mevcuttur, 97 sayısını bulmuştur. Bu müzelerimize gelen eserler ise, üç evrede müzelerimize eser kazandırılmakta. Bunların en önemlisi yaptığımız kazılar. Gerek müzelerin gerekse bilimsel kurumların yaptığı kazılarla müzelere eserler kazandırılmakta. İkinci bir aşama zor alım dediğimiz jandarmanın, emniyetin, kaçaklık büroları vasıtasıyla, mahkemeler yoluyla bize gelmekteler. Üçüncü eser girişi ise vatandaşın tesadüfen tarlasında bahçesinde bulduğu eserleri müzeye getirip satmasıyla koleksiyonumuz oluşmakta. Elâzığ müzesinde de bu yollarla gelen 30 bin eser mevcuttur. Bu eserlerimizin bir kısmı Tunceli iline ait, bir kısmı Bingöl iline ait. Elazığ’ımız üç ilin kültürünü, mirasını biriktirmekte. Tunceli’de ve Bingöl’de Müze projeleri gerçekleşmiş bu müzeler açıldığı zaman bu bölgelere ait eserler buralara nakledilecektir.”dedi.
Selamlama konuşması yapan Kaymakam Fatih Okumuş, “Müzeler
gününüz ve haftanız kutlu olsun. Özellikle Elâzığ Müze Müdürümüz Ziya Bey’e de
bu haftayı Solhan’da kutlama, tertip etme, düşüncesinden ve icrasından dolayda
teşekkürlerimi sunuyorum. Biraz önce izah edildiği üzere bu topraklar yani Anadolu
toprakları, birçok milletin, birçok kavmin, birçok kültürün, kabilenin,
devletin, imparatorluğun iç içe, koyun koyuna, yan yana veya herhangi bir
kronolojik hadise sırayla iç içe yaşadığı topraklardır. Biz bu müzecilik
faaliyetleri neticesinde aslında hem insanın yaratılışında ve mayasında olan
merak duygusunu bir nebze olsun tatmin etmiş olacağız. Diğer yandan da aslında
insanlarımızın geçmişte neye inandıkları rutin hayatlarını idame etmek için ne
tür faaliyetlerle uğraştıklarını öğrenmiş oluyoruz. Bu düşüncelerle sizleri saygıyla
selamlıyorum.”dedi.
Norik Höyük'te arkeolojik kazı alanında etkinlik düzenlendi
Kültür Merkezindeki program sonrasında Murat Köyü Norik Höyük'te yapılan arkeolojik kazı alanında bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğe, Kaymakam Ersin Ateş Ortaokulu öğrencileri katıldı.
Kazı alanına gelen öğrenciler, gerekli kıyafetleri giyerek arkeolojik kazının nasıl yapıldığını ve önceden toprak altında saklanan eserlerin çıkarılması için çalışma yaptılar.
Müzeler Haftası'nın tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 18-24 Mayıs tarihleri arasında kutlandığını söyleyen Elazığ Müze Müdürü Ziya Kılınç; çocuklara, tarihi eser bilincini geliştirmek için kazı yaptırdıklarını söyledi.
Bu etkinlikteki amaçlarının, çocuklara arkeolojik
eski eser bilincini tanıtmak olduğunu söyleyen Kılınç, "Bunların nasıl
toprak altından çıkarılıp yüzeye getirildiğini öğretmek amacıyla toprak altına
gömdüğümüz imitasyon sahte eserlerle çocuklara kazı yaptırıyoruz. 7 ayrı park
alanında, çocukların buldukları eserlerin ne kadar zor şartlar altında
çıktığını ya da bunların hangi dönemlere ait olabileceği gibi kültürel bilinci
yükseltmeye yönelik bir çalışma içerisindeyiz." dedi.
"Amaçlarının yapacakları kazılarla baraj altında kalacak olan kültür varlıklarının kurtarılmasıdır"
Kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Elazığ Müze
Müdürü Ziya Kılınç, Kalehan Barajı suyunun altında kalacak tescilli Norik Höyük
2 alanında kültür varlıklarını kurtarmaya yönelik çalışma başlattıklarını
belirterek, "2 yıldır Solhan ilçesine bağlı Murat Köyü'nde Norik 1 ve
Norik 2 Höyüğünde kazı gerçekleştiriyoruz. Amacımız; yapacağımız kazılarla
baraj altında kalacak olan kültür varlıklarının kurtarılmasıdır. Norik 1'de
yapılan kazı çalışmaları tamamlandı. 5 arkeolog, 3 Sanat Tarihçisi bizim başkanlığımızda,
Yüzüncü Yıl ve Fırat Üniversitesi bilimsel danışmanlığında yaptığımız çalışmalar
neticesinde Norik 1 Höyüğünde tamamen zemine ulaştık. Burada bir kale savunması ve askeri bir alan
olduğunu tespit ettik." diye konuştu.
"Kazıda Urartu dönemine ait mezar, askeri karargâh ve çok sayıda tarihi eser ortaya çıkarıldı"
Kılınç, geçen yıl Norik Höyük 1 alanında yapılan kazıda
Urartu dönemine ait olduğu değerlendirilen mezar, askeri karargâh ve çok sayıda
tarihi eserin ortaya çıkarıldığını belirterek, şunları söyledi: "Burada
askeri yapılanmanın olduğu bir alan tespit ettik. Bu alanın yaklaşık duvar
kalınlığı 2,5 metre genişliğinde, dış tarafları kesme taşlarla yapılan, ortak
kısmı moloz taşı ve çamur örgüyle örülen bir askeri karargâh. Bu alanda bulduğumuz bir tandır mevcut.
Ayrıca hamurun yapıldığı bir tekne de tespit ettik. Urartu dönemine ait
olabileceğini düşündüğümüz bir alan. Buranın askerlerin günlük ihtiyaçlarının
karşılanmak üzere yapıldığı kanaatine ulaştık. Doğu kısmında da mutfak alanı,
çok sayıda kap-kacak seramik bulundu. Bulunan eserleri Elazığ Müzesi'ne
taşıdık, envantere kaydettik. Bingöl'de müze açıldığı zaman bu eserleri tekrar
iade edeceğiz."
Binlerce etütlük eser bulundu
Yapılan kazılarda binlerce etütlük eser grubuna
rastlanıldığını ifade eden Kılınç, "Bundan kasıt, parça halinde bulunan
eserler. Burada tümleyebildiklerimizi
eser sayacağız. Bugüne kadar bulduğumuz
en önemli eserler, yapının batı kısmında bir Urartu mezarlığı ve buna ait bir
kemer. Kemerde savaş sahneleri resmedilmiş. Urartu kemerlerinin özelliği; iç
kısmının deri, üst kısmının ise bronzdan yapılan bir kemer olmasıdır. Bu
kemerlerin sıradan insanlara değil de asilzade yönetici konumundaki kişilere
takıldığını biliyoruz. Bunun dışında Urartu bileziği ile çok sayıda ahşap ve
pişmiş topraktan mutfak malzemelerine rastladık ve müzemize nakil yaptık."
ifadelerini kullandı.