Miraç Kandili münasebetiyle Ulu Camiinde düzenlenen programda Kur’an-ı Kerim ve Mevlid okundu.  Solhan Ulu Camii’yi dolduran cemaate, ilçe Müftüsü Muharrem Dutar tarafından Miraç’ın anlam ve önemi hakkında vaaz verildi. 

Cenab-ı Allah’a hamd eden, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) selat ve selam getiren İlçe Müftüsü Muharrem Dutar,”Rabbimiz tarafından, Cebrail (a.s.) vasıtasıyla, bir gece vakti Mekke’deki Mescid-i Haram’dan alınarak Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülen, oradan da Mirac’a yükseltilen Peygamberimiz, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya milyonlarca salât ve selam olsun. 

Bu gece Recep ayının 27. Gecesi Mi’rac Kandilidir. Bu gece Peygamber Efendimiz(s.a.s.) ‘in gecenin bir kısmında Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya oradan da Allah’ın dilediği yerlere yükseltildiği mübarek ve feyizli bir gecedir. Beş vakit namazın biz Müslümanlara hediye edildiği arınma ve tevbe gecesidir. Bu gece Bakara Suresi’nin son iki âyetinin (Âmenarrasûlü) indirildiği müstesna bir gecedir. Bu gece Şirk dışında bütün günahların affedileceğinin müjdelendiği af gecesidir, mağfiret gecesidir. Bu gece Efendimiz(s.a.s.)’in aracı olmaksızın Yüce Rabbimizle konuştuğu sırlı bir gecedir. Bu gece Hz. Ebubekir(r.a.)’in “Sıddîk” (Doğrulayan) unvanını aldığı teslimiyet gecesidir. Bu gece hiçbir kula nasip hiçbir peygambere nasip olmayan mucizevî yolculuğun aynı zamanda kutlu ve mübarek bir yolculuğun olduğu bir gecedir.

Bizleri rahmet ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı bu kutlu geceye sağlık sıhhat ve afiyet içerisinde kavuşturan Yüce Rabbimize hamd-ü senalar olsun! Bu gece milletimiz, devletimiz ve tüm İslâm âlemi için hayırlara, huzura ve berekete vesile olsun! 

Mekke’de müşriklerin Müslümanlara uyguladıkları zulüm ve şiddet tahammül sınırlarını aşmıştı. Müslümanlar üç yıl boyunca her türlü insani ve ticari ilişkileri ortadan kaldıran ağır bir boykota maruz kalmışlardı. Boykotun sona erdiği zamanlarda Allah Rasulü (s.a.s.) önce kendisini daima destekleyen, kendisine kol kanat geren amcası Ebu Talib’i, sonra da çok sevdiği, ilk iman eden kadın olan malını servetini İslam uğruna fedakârca harcayan 15 yıllık sevgili eşi Hz. Hatice annemizi kaybetmişti. Hüznün gönülleri kuşattığı, ümitlerin tükendiği günlerde Yüce Rabbimiz sevgili Habibini huzura davet ederek onu teselli edercesine bu kutlu yolculuğu ona lütfetti. Bu yolculuk İsrâ suresinin ilk ayetinde Rabbimiz tarafından beyan edilmiştir.

 Mi’rac, kulluk görevlerini yerine getirerek Rabbimize yaklaşmaktır. Mi’rac, maddeden uzaklaşarak mânâya yaklaşmak, fâni olanı terk edip bâki olanı tercih etmektir. Mi’rac, gönül dünyamıza yaptığımız yolculukla imanımızı güçlendirmek ve sıdk makamına erişmektir. Mi’rac, Mekke ile Kudüs arasındaki bağa sahip çıkmaktır. Zira Kudüs bizim ilk kıblemiz ve bütün ilahi dinlerin ve peygamberlerin gözbebeğidir. Kudüs, Peygamberimiz’in bize emanetidir. Bizler biliyoruz ki, mü’min Mi’rac’sız, Mi’rac da Mescid-i Aksâ’sız olmaz. 

Hiç şüphesiz Mir’acın en önemli hediyesi namazdır. Efendimiz (s.a.s)’in gözümün nuru dediği namaz mü’mini günde beş defa Allah’a yaklaştıran ibadetlerin şahıdır, başıdır. Namaz bizim dirilişimizdir. Namaz bizim kurtuluşumuzdur. Namaz bizi arındıran, günah yüklerinden kurtaran, Allah’a olan bağımızı güçlendiren en büyük değerimizdir. Vaktinde kıldığımız namazlarımız Rabbimizin en sevdiği amelimizdir. 

Burağımız imanımız, refrefimiz ibadetlerimiz, Mi’racımız da salih ameller ve güzel ahlakımız olsun! Kandiliniz mübarek olsun!”dedi.