Bingöl’de “Aile Saadeti” programında konuşan Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Emrullah Polat, “Allah’a ve Hazreti Muhammed’e inanmış olan Dünya’nın en mutlu insanıdır.” dedi.
İlim Yayma Cemiyeti Bingöl Temsilciliği tarafından
yürüten “Aydınlık Yarınlar” projesi kapsamında, Bingöl Belediye Kültür
Merkezinde “Aile Saadeti” konulu konferans düzenlendi.
Program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Programda, Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Emrullah Polat, bir konuşma yaptı.
Kur’an’ın iki saadet hedeflediğini söyleyen Dr.
Emrullah Polat, bunlardan birinin dünya, diğerinin ise ahiret olduğunu söyledi.
“Allah’a ve Hazreti Muhammed’e inanmış olan dünyanın en mutlu insanıdır”
Dünya ve ahiret saadetinin aile saatinden geçtiğini dile getiren Polat, “Aile toplumun en küçük parçasıdır. Mutlu bir aile, 2,3 mutlu bir aile, üçten fazla bir mahalle. İki mutlu bir mahalle, mutlu bir belde. 3 mutlu belde, mutlu bir memleket, mutlu bir ülke olur.” dedi.
Dünyada mutlu olanların, ahirette de mutlu
olacaklarını ifade eden Polat, “Ahiretin yolu dünyadan geçer. Mutlu aile
kurabilmenin yolu şudur, mutlu muyum? O ki mümin dünyanın en mutlu insanıdır. O
ki Allah’a iman etmiş, Hazreti Muhammed’e (Sallallahu Aleyhi Vessellem) inanmış
dünyanın en mutlu insanı o dur. O’na tabi olduğum için Allah beni seviyor.”
ifadelerini kullandı.
“İman etmiş bir aile reisi imanı olduğu müddetçe namusuna sahip çıkar”
Mutluluğun ve üstünlüğün imanda olduğuna dikkat çeken Polat, “Kadınlar, Allah’a iman etmiş bir köle olsa, Allah’a iman etmemiş yakışıklı, soylu, sosyete olsa dahi ondan daha hayırlıdır. Mutlu olmak istiyorsanız imanı esas alacaksınız ve öncelik vereceksiniz. İman etmiş bir aile reisi, imanı olduğu müddetçe namusuna sahip çıkar. İman etmediği için yalnız bırakacaktır.” dedi.
Tesettürün önemine vurgu yapan Polat, başörtüyü
kazandık ama içindeki kafaların ne kadar İslami olduğunun, herkesin üzerinde
durması gereken önemli bir konu olduğunun altını çizdi.
“Bu toplum artık düşünmeli, değişmeli, sünnete dönmeli”
Polat, “Niçin mutlu olmaya çalışıyoruz? Benim
iffetimi, benim haysiyetimi, eşim koruyacak. Beni elbise nasıl koruyorsa, ben
de onu koruyacağım. Hedef, birbirimizi koruyacaksak, eşimizle mutlu olacağız.
Bu toplum artık düşünmeli, değişmeli, sünnete dönmeli. Değişmeli derken
Avrupa’ya uymalı değil. Onların çirkefliklerini yaşayarak, gayri İslami aile
hayatlarını değil, İslami yaşayarak. Hazreti Muhammed eşine nasıl davrandıysa
öyle davranılsın ki mutluluk gelsin. Resulullah'ı Kur’an anlatırken, 'Sen ona
tabi olursan mutlu olursun ona tabi olmazsan mutlu olmazsın." buyuruyor.”
diye konuştu.
“Hayânın sınırı, edebin sınırı peygamberin koyduğu kadardır”
“Hayânın sınırı edebin sınırı peygamberin koyduğu
kadardır.” diyen Polat, “Allah seni anne diye yaratmış. Çocuk kreşte değil,
evde senin yanında, anne baba huzur evinde değil, senin yanında olmalı. Allah’a
tabi ol. Allah’a tabi olursan Resulüne tabi olacaksın. Resulüne tabi olursan
Allah seni sever. Allah seni seviyorsa müminler seni sevecek. Sen biliyorsan eş
seni gerçek seviyorsa sen de onu gerçek seviyorsun.” diye konuştu.
“Vesveseye, strese, depresyona tek bir ilaç var, o da sünnete uymaktır”
Polat, sözlerini şöyle tamamladı: “Kur’an’da da
Tevrat’ta da İncil’de de geçiyor, deniliyor ki "O nebiye tabi olanlar var
ya onlara güzellikleri emrediyor. Kötülüklerden alıkoyuyor. Güzel olanı onlara
helal kılıyor.' Sünnete kafa tutanların kafası kırılsın. Güzel olanı onlara
helal, pis olanı onlara haram kılıyor. Yani Nebi şahittir, hüküm koyar. Bize
mutluluğu getirecek olan ve bizi stresten depresyondan kurtaracak olan tek
kurtarıcı Hazreti Muhammed’dir. Vesveseye, strese, depresyona tek bir ilaç
sünnete uymaktır. Sen peygambere uyarsan omuzundaki yükün hafifler. Peygambere
tabi olanın sırtındaki yük hafifler. Ayağındaki prangalar çözülür. Ve insan hür
olur. Hürriyet nefse, şehvete tapmak değil. Hürriyet Resulü Ekrem’e tabi
olmaktır. Hazreti Muhammedi kabul etmeyen iman etmemiş oluyor. Stresten,
depresyondan, huzursuzluktan kopmayanlar bunlardır. Resule tabi olanlar;
temizlenirler, doğru yolu bulurlar ve güzelleşirler. Diğer depresyonların ilacı
anti depresyon değildir. Reçete ünnete uymaktır. Bu prensiplere uyan bir ailede
ebeveynler, kumar oynamadıkları gibi içki içmezler. Allah’a ibadet eden bir
kadın nikâhı altında olan kocasını terk etmez. Allah’a tabi olan ailelerde
çocuklar, ilgi gördüklerinden barınmaya muhtaç olmazlar. Böyle ailelerde eşler
birbirlerini severler. Ve çocuklarının duyabileceği kadarda eşler birbirlerine
sevgiyi ifade ederler. O sevgi ifadesini gören çocuklarda hem severler hem
sevilirler. Sevgi imandır. Mutluluğun yolu Allaha ve resulüne itaatten geçiyor.
Allah’ın resulünü sevmeyenler Allah’ı bulamaz.”