Genç Meslek Yüksekokulunda düzenlenen panelde konuşan akademisyenler, medyanın etkilerinden bahsederken, ortak görüş ise; medyanın köksüz bir ilişkiler ağı olduğu ve toplumun sosyal medya ile kimliğini kaybettiği fikri ortaya çıktı.
Genç Meslek Yüksekokulu (MYO) tarafından “Medyayı Okumak”
başlığı ile bir panel düzenledi. Yüksekokulu Konferans salonunda düzenlenen
panele konuşmacılar, Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Yüksekokulunda Öğretim
Görevlisi İlhan Bingöl, Bingöl üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim
üyesi Doktor Mehmet Özger ve Şair Eyyüp Akyüz olurken, programa okulun akademik
personel ve öğrenciler katıldı.
Moderatörlüğünü Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Rıdvan Polat’ ın yaptığı panelde, ‘Medyanın Neresindeyiz’ alt başlığı ile ilk sözü alan Öğretim Görevlisi İlhan Bingöl, medyayı sosyoloji ile etkileşim süreçlerine değindi.
Bingöl, “Aslında medyayı okumak derken, konu şu; biz medyayı nasıl okuyoruz medya bizi nasıl okuyor diye farklı açıdan bakacağız. Ve medyayı sosyoloji ile etkileşim süreçlerine bakacağız. Medya dendiğimizde kitle iletişim araçları anlıyoruz. Bu alanda, televizyon, radyo, gazete, sinema, dergi ve son dönemin sosyal medyası vs. işte bunlar hepsi bize medya kavramını açıklıyor. Aslında medya ile toplum arasında karşılıklı bir ilişkisi var. Biz medyayı değerlendirirken iki kuram üzerinde durmalıyız. Bir, ana akım medya diğeri ise eleştirel akım medya olarak görüyoruz. Ana akım medya, herkesin çok izlediği, sevdiği ve eğlendiği bir alan. Bu akımda ana amaç tamamen kar amaçlıdır. Eleştirel akım medya ise, medya kötü bir şey değil. Tamamen var olan düzeni korumasıdır. Yani statükonun devamını sağlamaya yönelik bir akımdır. Siyasal iktidarların hegemonyasında olan bir oluşumdur. Birde medya bizi nasıl okuyor derseniz, medya bize kendine göre neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu, nasıl giyinmemizi, nasıl konuşmamızı, neyi dinlememizi ve hatta nasıl düşünmemizi bile karışıyor. Yani medyanın böyle bir etkisi olduğunu unutmamak lazım” Dedi.
Sosyal medya üzerinde bir konuşma gerçekleştiren Şair Eyyüp Akyüz’de, geleneksel medya ile sosyal medya arsındaki bağa dikkat çekti.
Sosyal medyanın kurulması ile beraber dünyada müthiş bir değişim başladığını ifade eden Akyüz, “Aslında medyanın tamamen sosyal medyaya evirildiği bir çağdayız. Medya ile sosyal medya arasında en bariz fark ise medya tek taraflı siz orada sadece tüketici durumdasınız ama sosyal medya da ise hem tüketici hem de üretici konumdasınız. Sosyal medya değince, kimlik, tüketim, üretim, iletişim, bilgi, reklam ve mahrem gibi konulara değinmemiz gerekiyor. Sosyal medyanın kurulması ile beraber dünyada müthiş bir değişim başladı. Ve biz insanlar, hızlı ve müthiş dönen bu dünya sahnesine yetişemiyoruz. İşte bunlara cevap bulmak içinde ve bu değişime uymak için bizde çağa uygun yeni şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca, sosyal medyanın bu kadar bariz tutulmamızın nedeni bizim, hepimizin katılmış olması. Medya uzağı yakın, yakını uzak yapıyor. Medya, azınlığın çoğunluğa tahakkümüdür. Medya köksüz bir ilişkiler ağıdır. Sosyal medya ile kimliğimizi kaybettik, kendimizi hiç tanımadan dünyayı terk ediyoruz.” Dedi.
Öğretim üyesi Doktor Mehmet Özger ise, dünyaya hükmeden iktidarların medya ile gücünü pekiştirdiklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Aslında medya dediğimizin çoğu batının hikayesi. Bir de bizim hikayemiz var. Bizim hikaye ne derseniz, bizim hikaye batının ortaya attığı ve geliştirdiği medyayı bizim yaşamamızdır. Asıl hikaye onlarda biz sonrada tanıştık. Çünkü o hikâye onlar tarafından bir paket halinde bize satıyorlar. Sevsek, sevmesek. Batı dünyada bir cennet kurmak istiyor ve bir şeyler de yaptı yapıyor. Ama medya bunun neresindedir. İşte medya bunun tam ortasındadır. İşte büyük iktidarlar da dünya da kendine cenneti, öbürleri için de cehennemi yaşatmak için medyayı kullanıyor.”
Öğrenciler tarafından yoğun ilgiyle takip edilen panel, sunumların ardından konuşmacılar ve dinleyiciler arasında yapılan soru cevap faslıyla sona erdi.