Bingöl İl Sağlık Müdürlüğü, Dünya KOAH’ı (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) tanıma günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Açıklamada; “KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü sigara dumanıdır.” denildi.
Bingöl İl
Sağlık Müdürlüğü, 21 Kasım Dünya KOAH
günü etkinlikleri kapsamında, KOAH’ın belirtileri, tanısı ve istatistiklerinin
olduğu bilgilendirme notu paylaştı.
Bingöl İl Sağlık Müdürlüğü tarafından paylaşılan bilgilendirme notunda şu ifadelere yer verildi: “Dünya KOAH Günü etkinlikleri yapılarak toplumumuzda, sağlık çalışanlarında ve sağlık yöneticilerinde KOAH farkındalığı ile bilincin artırılması hedeflenmektedir.
KOAH’lı
hastalarımızın günlük yaşamlarında aktif kalabilmelerinin mümkün olabileceğini
vurgulamak, egzersizin ve hareketin önemine değinmek amacıyla “sağlıklı nefes,
sağlıklı yaşam” teması ile bu yılki sloganımız “Her Adımda Sağlıklı Nefese”
olarak belirlenmiştir.
KOAH Nedir?
Kronik
(müzmin) Obstrüktif (tıkayıcı) Akciğer Hastalığının kısaltılmış ismi olan KOAH,
zararlı toz, gaz ve parçacıkların solunması sonucu hava yollarında ve
akciğerlerde gelişen mikrobik olmayan iltihabın neden olduğu, hava yollarının
daralması ve tıkanması ile sonuçlanan genellikle ilerleyici özellikte bir
hastalıktır.
Bu hastalık ne sıklıkta görülür?
KOAH, tüm
dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından
yeterince bilinmemektedir. Toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH
vardır. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı
alabilmiştir.
KOAH tehlikeli bir hastalık
mıdır?
Günümüzde
tüm dünyada 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de %5.5’ inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları en
sık görülen 3. Ölüm nedenidir ve bu ölümlerin
%61.5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip
olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir.
KOAH neden olur? Kimlerde Görülür?
KOAH
gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü sigara dumanıdır.
Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikâyetlere, daha fazla
solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler.
Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro,
nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkıda bulunmaktadır.
KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü henüz çok iyi aydınlatılamamış
olmasına rağmen, sağlıkta eşitsizlik,
özellikle biyomas (odun, tezek, kök benzeri yakıt) kullanımına ikincil iç ortam hava kirliliği
ve tozlu‐dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri
olduğu bilinmektedir. Son yıllarda önemi giderek vurgulanmaya başlayan fiziksel
aktivitede azalma, hareketsizlik de artık bir risk faktörü olarak kabul
edilmektedir.
KOAH’lı bir hastanın şikâyetleri
nelerdir?
KOAH’da en
sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara içen
kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar.
Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes
darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete
gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde
giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak
hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar.
KOAH tanısı nasıl konur?
KOAH'ın
tanısı, basit ve ağrısız bir test olan “nefes ölçüm testi” ile kolayca
konabilmektedir. KOAH’ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm
oranlarını azaltacaktır. Bu nedenle, 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte
olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan
kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam
ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir
göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp ”nefes ölçüm testini” yaptırması
gerekir.
KOAH’ın tedavisi mümkün müdür?
KOAH
ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir
hastalıktır. KOAH’lı bir hastanın
yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmasıdır. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir
hastalıktır.
Bunun
dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre
aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra
fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık
gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli
bir adımdır.
Yeterli
bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur, haftanın çoğu
günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan
yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları
sağlayabilmektedir.”denildi.