Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) dünyaya teşrif etmesinin yıldönümü olan Mevlid Kandili, Solhan’daki birçok camide dualarla ihya edildi.
Hz.
Peygamber (sav)´in doğumu münasebetiyle Erkek Anadolu İmam Hatip Lisesi
öğrencileri Ulu Camii’de, Kız Anadolu İmam Hatip öğrencileri ise Merkez Yeni Camiinde
Mevlid-i Nebi programını icra etti.
Ulu Camii
de düzenlenen programda okul öğrencileri Kur’an-ı Kerim tilaveti, ilahiler ve
Mevlid-i Şerif okudu.
Akabinde gecenin
anlam ve önemine değinen İlçe Müftüsü Muharrem Dutar,“Bizleri bir Mevlid
Kandiline daha ulaştıran, gönüllerimizi Hz. Peygamber (s.a.s.) sevgisiyle
coşturan, kalplerimizi Muhammedi muhabbetle birleştiren Allah’a hamd olsun. Bugün
veladetini kutladığımız insanlığın kurtarıcısı Efendimiz (s.a.s.)e sonsuz salat
ve selam olsun.
Bu gece
Rebiu’l-evvel ayının on ikisi; insanlığın dirilişine, karanlıktan aydınlığa
çıkışına ve katılaşan kalplerin yumuşamasına vesile olan Hz. Peygamber
(s.a.s.)in Mevlid gecesi.
Mevlid
gecesi; insanlığa hem dünyasını hem de ahiretini anlatmak, onlara Allah yolunda
rehberlik ve mihmandarlık yapmak için bir şahit, bir uyarıcı ve ışıklar saçan
bir kandil olarak seçilmiş Efendimiz (s.a.s.)in dünyaya teşrif gecesidir.
Bugün
Mevlid Kandili, yani Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in, ay
takvimine göre doğduğu gecedir. Hz. Peygamber, kamerî aylardan Rabîu’l-evvel
ayının on ikinci Pazartesi gecesi Mekke’de dünyaya gelmiştir. Mîlâdî takvime
göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının 20’sine rastlamaktadır.
Yeryüzünde
önemli gelişmelere sebep olan bu mübarek doğum, insanlık tarihinin en önemli
olaylarından birisidir. Çünkü onun dünyaya geldiği dönemde, insanlar her türlü
değer ölçülerini yitirmiş, yollarını şaşırmıştı. Küfür ve haksızlık gönülleri
karartmış, onları Allah’a giden yoldan uzaklaştırmıştı. Sosyal hayat bozulmuş,
ahlak tamamen kokuşmuştu. Kadınlar esir muâmelesi görüyor, bir eşya gibi alınıp
satılıyor, kız çocukları acımasızca diri diri toprağa gömülüyordu. Dünyada
insanın en çok ihtiyaç duyduğu şey olan huzur, can ve mal güvenliği kalkmış
gibiydi. Dünyanın birçok köşesi kanlı boğuşmalara sahne oluyordu. Cihanın
ıslâhı bir peygamberin gönderilmesine muhtaçtı. Bütün ümitler, Yahudi ve
Hıristiyan dinlerinin müjdelediği âhir zaman peygamberine yönelmişti.
Bütün
dünya karanlıklar içinde, bu kurtarıcının gelmesini dört gözle bekliyordu. İşte
Peygamberimiz, böyle bir zamanda dünyaya gelmişti. Bu gece âlemlere rahmet
gönderildi. Bu gece hak şefkatini indirdi.
Onu sevmek
hepimize bir borçtur. Çünkü Hz. Peygamberimizi sevmenin önemi Kur’an-ı Kerim’de
şöyle ifade edilmektedir; “De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki,
Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Al-i İmran,3/31)
Hadis-i
Şerif’te ise; Enes (r.a)’den şöyle dediği rivayet olunmuştur: Bir bedevi
Resûlullah (s.a.s)’e:
– Kıyamet
ne zaman kopacak? diye sordu. Efendimiz:
– “Kıyamet
için ne hazırladın?” buyurdu.
– Allah ve
Rasûlü’nün sevgisini, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
* “O halde
sen, sevdiğin ile berabersin” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 96.)
Muazzez
Peygamberimizin doğumunu anarken, yalnız mevlid okumak, ilâhiler söylemek ve
kandil simidi dağıtmak yeterli değildir. Onun doğumunu anmaktan asıl maksat,
evrensel olan risâletini, yüksek ahlâkını, fazîletini, adâlet ve doğruluğunu
hatırlamak ve bunları hayatımızda uygulama azmini tazelemektir.”şeklinde
konuştu.