Baharın gelişiyle yaz mevsimini geçirmek için hayvanlarının yüksek yaylara çıkaran göçerler, havaların soğumasıyla birlikte daha sıcak bölgelere gitmek için zorlu dönüş yolculuğuna başladı.
Bahar aylarında
Doğu Anadolu’daki yüksek yaylalara çıkan göçerler, kış mevsiminin
yaklaşmasıyla, iklimi sıcak olan yerlere
gitmek üzere günlerce devam edecek yolculuklara başladı.
Hava sıcaklığın
düştüğü bu günlerde bahar ayında hayvanlarını yüksek yaylalara götüren ve
yaklaşık 5-6 ay kalan küçükbaş hayvan sahipleri, havaların soğumasıyla iklim
olarak daha sıcak illere gitmek için yaklaşık 40 gün bir yolculuktan sonra
ancak yerlerine ulaşabiliyor.
Yaylalardan dönüş yolculuğuna giren ve zorlu geçen yolculuklarında farklı yerlerde konaklayarak ilerleyen, bazı yerlerde de karayolunu kullanmak zorunda kalan göçerler, birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalıyorlar.
Rakımı yüksek
Şerafettin yaylalarından gelip sıcak bölgelerden biri olan Şanlıurfa’ya gitmek
için dönüş yolculuğuna geçen Şanlıurfalı göçerler, 40-50 gün süren dönüş
yolculuğu ardından konaklayacakları yere ulaşabildiklerini ifade ettiler.
Göçerlerden Hüsnü
Kahraman, bahar aylarında yaylalara geldiklerini, havaların soğumasıyla
birlikte kışı daha sıcak bölgelerde geçirmek için ise günlerce süren zorlu bir
yolculuk yaptıklarını söyledi.
Bahar ayında,
Şanlıurfa’ya bağlı Siverek ilçesinden Şerafettin yaylasına geldiklerini
söyleyen Kahraman, "Geliş yolculuğumuz bir ay sürüyor. Yaklaşık 5 ay
yaylada kalıyoruz. Havaların soğumasıyla yayladan inip daha sıcak yerlere
gidiyoruz. Bahar-Yaz aylarında yaylaya, kışın mevsimi yaklaştığında iklimi
sıcak olan yerlere koyunlarla birlikte günlerce süren zorlu bir yolculuk
yapıyoruz. Yaya olarak 30 veya 40 gün bir yolculuğumuz oluyor. Tabi ki yolculukta zorluk çekiyoruz. Bingöl Şerafettin yaylasından inip Sancak
bölgesinden geçiyoruz. Sancak’tan Elazığ Karakoçan ilçesine varıyoruz, oradan
da Diyarbakır ilçesi olan Ergani’ye oradan da Şanlıurfa’ya gidiyoruz. Yolculuğumuzda konaklayarak, dinlenerek yavaş
yavaş ilerleyip devam ediyoruz." dedi.
"Destekler olursa hayvancılık daha iyi
bir yere gelir"
Hayvancılığın zor
ama olmazsa olmaz bir gelir kaynağı olduğuna dikkat çeken Kahraman,
hayvancılığın iyi bir yere gelmesi için devletin hayvan sahiplerine
desteklerini daha da artırılması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Hayvancılık bu memleket için önemli bir ekonomik geçimdir. Devlet
destekleri daha fazla olursa, biz hayvan sahipleri daha rahat ederiz.
Hayvancılık yaparken bir çok zorluk yaşıyoruz, özelikle yolculuk sırasında.
Destekler olursa hayvancılık daha iyi bir yere gelir. Teşvik olur. Bu işi
bırakmak isteyen bırakmaz, bırakanlar tekrar geri hayvancılığa döner."
"Hayvancılık bize babadan kalma bir
meslektir"
"Hayvancılık
bize baba ve deden kalma bir meslektir." diyen Göçerlerden 21 yaşındaki
Metin Kahraman 11 yıldır ailesiyle beraber hayvancılığı devam ettirdiğini
söyledi.
Devletin
hayvancılık desteğinin çok az olduğunu söyleyen ifade eden Kahraman, "Şu
an sadece küpe desteği var o da az; yeterli değil. Devlettin çobanlara maaş
desteğinde bulunması lazım. Çobanlar olarak 7-24 hayvanlara bakıyoruz, göçerler gibi bu işi yürüten yok. Devletin bu hayvancılıkla uğraşanları daha
fazla desteklemesi lazım. Kaba yem yardımı ve yerleşim yeri gibi desteklerde
bulunması lazım. Her gittiğimiz yere,
yaylaya, barınağa ücret veriyoruz. Bu
konularda devletin yardım etmesi gerekir.
Hayvanın pahalı olduğu söyleniyor. Böyle bir şey yok. Hayvanların fiyatı
normal. Hayvanların beslenmesi için yem bitkileri, arpa, saman çok pahalı. Hayvancılık
gelişirse ülke ekonomisi gelişir. Dolayısıyla devletin hayvancılığa önem
vermesi gerekir." şeklinde konuştu.