Üniversite tercihi yapacak öğrencilere uyarılarda bulunan uzman eğitimciler, “Mutlu olabileceğiniz mesleği seçin” diyor.
ÖSYM
tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen YKS sınav sonuçlarının açıklanmasının
ardından 7 Ağustos’ta başlayacak olan üniversite tercihlerinde adayların
dikkatli olmaları ve acele etmemeleri gerektiğini belirten uzmanlar, adayların
mutlu olabilecekleri meslekleri seçmeleri gerektiğini belirtildi.
Rehberlik Uzmanı Çiğdem Uslu, dönemin çok hassas olduğunu söyleyerek, üniversite tercih yapacak adayların sevdiği alanları tercih etmesi gerektiğini ifade etti.
Uslu,
“Eski puan sisteminde öğrenciler YGS’den dört yıllık bir bölüm
seçebiliyorlardı. Şu andaki sistemde sadece iki yıllık bölümleri tercih edebiliyor.
Lisans bölümlerinin tamamı alanlara kaydı. Tercih yaparken ön plana çıkan
unsurlar başarı sıralamalarıdır. Öğrenciler asla başarı puanına göre tercih
yapmamalı. Puana göre yapılan
tercihlerde olumsuz durumlarla karşılaşma olasılığı olur. Başarı sıralamaları
daha doğru bir tercih yapma olanağı sağlar. Çok önemli bir sürece girmiş
bulunmaktayız. Tercih demek öğrencinin bundan sonraki hayatının ve geleceğini
oluşturması demektir. Bundan sonraki hayatını yaşantısını statüsünü, ekonomik
düzeyini belirlemesi anlamına geliyor. Öğrencilerimizin de velilerimizin de çok
dikkatli davranmaları, anlık karar vermemeleri, sağdan soldan duyduklarıyla
öğrencilerimizin hayatlarını etki etmemelerini istiyoruz. Aynı şekilde
öğrencinin de, arkadaşının girdiği bölümü tercih etmesi değil de, gerçekten
ilgisini ve isteğine göre bir meslek seçmesi, seçtiği meslekte mutlu olması
gerekiyor. Çünkü hayatının geri kalanını etkiliyor.” diye konuştu.
“Mutlu meslek mutlu gelecek”
“Mutlu meslek demek mutlu insanlar, mutlu gelecek demektir.” diyen Uslu, “O yüzden de asla gelişigüzel tercih yapmamaları gerekiyor. Öğrencilerin bu alanda profesyonel olanlardan destek alması gerekiyor. Üniversite tercihleri yaptıkları zaman hangi üniversite kafalarında şekillendiyse o üniversiteye gidip konuşmaları gerekiyor. Hele ki özel üniversiteleri tercih edecek olan öğrenciler muhakkak üniversitelerle görüşüp fiyatları, olanakları hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor. Çağımız bilgi çağı, ÖSYM’de bu konuda bilgilerini güncelliyor. Mesela bu yıl kılavuzda KPSS puanını bile yayınlamış, bu dikkatimi çeken bir detay. Öğrenci hangi alanı Seçtiyse onun KPSS’deki alan puanını da yanına yazmış. Böylelikle öğrenciler devlete atanma puanlarını görebiliyor. Aynı zamanda tıp ve hukuk gibi alanların da atanma puanları verilmiş. Bu ÖSYM’nin dahi kendisini ciddi anlamda geliştirdiğini gösteriyor. Öğrenciler yeni gidecekleri bölümde kaç tane Profesör kaç tane Doçent, kaç tane Doktora öğrencisi var bunları araştırması gerekiyor. Üniversiteden aldığı bu veriler ve profesyonellerden aldığı destekle birlikte gerçekten doğru bir tercih yapabilirler.” şeklinde konuştu.
Tercihlerin
Ağustos’un 7’sinde başlayacağını ve 14’üne kadar devam edeceğini hatırlatan
Uslu, “Ben hemen karar vereyim olsun algısıyla hareket edilmemeli. Ben bu yıl
boşta kalmayayım, muhakkak bir üniversiteye girmeliyim algısı içerisine
girmesinler. Bu hayatlarını gerçekten çok fazla etkiliyor. Öğrencilerin
mantıklı, bilinçli tercihler vermesinden yanayım. Öğrenciler öncelikle hedefe
ulaşma noktasında ilerlemeliler. Bir yıl denedi olmadı ikinci yıl da
denemesinden yamayım. Bu onun hayatı ve hayatında keşke dememek için,
vicdanının da rahat olması için istediği hedefe gitmesinden yanayım. Burada
öğrencinin şunu da sorgulaması gerekiyor. Ben elli net ile başladım. Benim
yapabileceğim en fazla net kaç olabilir? 80-85 olabilir. Ben burada istediğim
bölümü kazanabilir miyim, kazanamaz mıyım? şeklinde sorgulamalıdır.” dedi.
“B ve C planları olmalı”
Öğrencinin farklı alternatiflerinin olması gerektiğini belirten Uslu, şu ifadeleri kullandı:
“Öğrencinin
B ve C planının olması gerekiyor. Sürekli aynı şeyler için hedefe ulaşmak ta
doğru bir davranış değildir. Belli bir müddetten sonra o hedefe daha farklı
nasıl ulaşabilirim algısı içine girmesi gerekiyor. Mesela Hemşirelik istiyorsa
iki yıllık sağlık bölümlerini bitirdikten sonra DGS ile Hemşireliğe
çıkarabilir. Öğrencinin alternatifleri her zaman değerlendirmesi gerekiyor.
Eğer 12’inci sınıftayken kafasında bu yıl olmadı ben gideyim algısı içerisine
girmeden kendisine yeni bir şans vermesinden yanayım. Çünkü Türkiye’de
üniversiteye girme şartları ciddi anlamda değişti. Eskiden bir bölüm
okuyordunuz ve bitiyordu. Şu anda böyle bir şey yok. Şimdi aynı anda üç
üniversite okuyabilirsiniz. Çift ana dal, yan dal yapabilirsiniz. Yatay
geçişler hem üniversiteye giriş puanları hem de okuldaki başarı puanlarıyla iki
farklı şekilde oluyor. Özel üniversitelerde okurken devlet üniversitesine geçiş
yapabiliyorlar. Devlet üniversitelerinde bir bölümü okurken farklı bir bölüme geçiş
yapabiliyorlar. Ondan sonraki süreçte bu olanakları değerlendirmeleri lazım...
Aynı şeyi sürekli yapmak belli bir zaman sonra öğrencinin heyecanını
kaybetmesine sebep olabiliyor. Bu çok daha ciddi kaygıları beraberinde
getiriyor ve hem öğrencinin hem de velilerin psikolojilerinde olumsuzluklar
meydana getiriyor. Ben burada her zaman öğrencinin kendisini tanımasını ve
sonrasında yoluna devam etmesini öneriyorum.”