Ramazan ayının habercisi olarak kabul edilen Şaban ayının 15. gecesi olan Berat Kandili, tüm İslam âleminde olduğu gibi Solhan’da da huşu içinde idrak edildi.
Ramazan’ın
habercisi olarak kabul edilen Berat Kandili, Solhan’da da dualarla ihya edildi.
Berat Kandili münasebetiyle Ulu Camiinde düzenlenen programda Kur’an-ı Kerim ve
Mevlidi Şerif okudu.
Daha sonra gecenin anlam ve önemi
hakkında konuşan İlçe vaizi Osman Numanoğlu,”Üç ayların ikincisi olan Şâban ayının 15
gecesi, yani bu gece, Allah’ın izni ile Berât gecesini idrak etmiş olacağız. Üç
ayların ve Berât gecesinin dinimizde önemli bir yeri olup aynı zamanda Ramazan
ayının yaklaştığının habercisi olması bakımından da kıymetlidir.
Berât kelimesi, “Kişinin bir yükümlülükten, sorumluluktan, suç ve cezadan kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması” anlamına gelir. Şâban ayının on beşinci gecesinde, Müslümanların, Allah’ın affı ve mağfireti ile günah yükünden kurtulacağı, arınıp temizleneceği, ilahi af ve mağfirete nail olacağı umularak bu geceye Berât gecesi denmiştir.
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem)’in “Allah-u Teâlâ -rahmetiyle- şâban ayının on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar” buyurduğu rivayet edilmiştir. Kelb kabilesi o zamanlar çok fazla koyuna sahip bir kabile olup, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bu örnek ile Merhametlilerin en Merhametlisi olan Yüce Allah’ın o gece çok sayıda kulunu bağışlayacağını müjdelemiştir.
Diğer bir Hadis-i Şerifte yine Hz. Peygamber (s.a.v.): “Şâbanın ortasındaki gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der ” buyurmuştur.
Duhân süresinde (44/3) Kur’an’ın “mübarek bir gecede” nâzil olduğunu bildiren ayetten hareketle bazı âlimler, Kur’an’ın tamamının Berât gecesi Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına indiğini, Kadir gecesinde de âyetlerin peyderpey inmeye başladığını ifade etmişlerdir.
Berat gecesi Yüce yaratıcının kullarına merhamet edip, onları bağışlaması umulan bir gece olmakla beraber, Allah’ın bu merhametine nail olmak için öncelikle kulların müracaat etmeleri gerekmektedir. Kerim kitabımızın birçok ayetinde Cenab-ı Mevla, bizi istikamet üzere olmaya, kendisine yönelmeye, kendisine hakkıyla teslim olmaya davet etmektedir.
Zümer süresinin 53. Ayetinde; “De ki: "Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin…” buyuran yüce Rabbimiz, aynı sürenin 54. Ayetinde yani bir sonraki ayet-i kerimede: “Azap size gelmeden önce Rabbinize dönün ve O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.” Buyurarak Allah’ın rahmetinden, ancak Allah’a yönelerek ve ona teslim olarak ümit kesilmemesi gerektiğini beyan etmiştir.
Yine yukarıda okuduğumuz ve Yüce Mevla’mızın “Yok mu tövbe eden, yok mu rızık isteyen, yok mu afiyet isteyen, yok mu şunu isteyen, bunu isteyen” buyurması, kullarını rahmet ve mağfiretine müracaat etmeye, O’na yönelip O’na teslim olmaya davet etmesi değil midir?
Peki, biz affa, rızka ve afiyete ve daha Rabbimizin diğer birçok nimetine muhtaç değil miyiz? Elbette muhtacız. Hem de hadsiz, hesapsız muhtacız. Rabbimizin Merhametine, mağfiretine ve Berâtına müracaat etmek için bundan daha iyi fırsat mı bulunur?
O halde: Allah’a yönelmek ve ona teslim olmak için bu gibi rahmet fırsatlarını gaflette geçirmemeliyiz. Yüce Yaradan’ın affına ve Berâtına nail olabilmek için önce biz affedici olalım. Müslüman kardeşlerimize haklarımızı helal edip onları affedelim.
Her türlü kötülükten, şerden, gafletten hayâsızlıktan, zulüm ve adaletsizlikten uzak durmaya çalışalım.
Berat gecesinde yapılması gereken özel bir ibadet olmamakla beraber, Hz. Peygamber’in Şâban ayına ve özellikle bu ayın on beşinci gecesine ayrı bir önem vererek, onu ihya ettiğine dair diğer rivayetleri de göz önüne alan âlimler, bu geceyi namaz kılarak, gündüzünde oruç tutarak, Kur’an-ı Kerim okuyarak, tövbe, istiğfar ve dua ederek geçirmenin sevaba vesile olacağını dile getirmişlerdir.
Yüce Mevla’mızdan bizi ve tüm Müslümanları günah yükünden kurtulmuş, Berâtını almış olarak mübarek Ramazan ayına kavuşturmasını ve Berât gecesini tüm İslam âlemi ve insanlık için hayırlara, huzura ve felaha vesile kılmasını niyaz ediyorum.”dedi.