Solhan Çağrı-Der tarafından düzenlenen ‘Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz’ konferansına konuşmacı olarak Yrd. Doç. Dr. Cahit Karaalp katıldı. Program sonunda Siyer Sınavı'nda dereceye girenlere ödülleri verildi.
Solhan Çağrı-Der’in düzenlediği ‘Sünnet Olmadan Ümmet Olmaz’ konferansında konuşmacı olarak katılan Muş Alparslan Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cahit Karaalp, Peygamber Efendimizin (sav) "Kim, ümmetimin fesada uğradığı bir zamanda benim sünnetime sarılırsa, ona yüz şehit sevabı vardır." Hadisini hatırlatarak Sünnetin önemine değindi.
Kültür Merkezinde düzenlenen konferansa Belediye Başkanı Abdulhakim Yıldız, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Yanılmaz, Hüda Par İlçe Başkanı Sadrettin Kırım, Ak Parti İlçe Başkanı Nihat Doğu, İmam Hatip Platformu Solhan İlçe Koordinatörü Mehmet Bingöl ile vatandaşlar katıldı.
Program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Sinevizyon gösterimi ardından kürsüye çıkan Muş Alparslan Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cahit Karaalp, Sünnet’in önemine değindi. Karaalp,”Sünnet, Hz. Peygamberimizin (sav) açtığı Kur’an-ı Kerim yoludur. Hz. Peygamberimizin örnekliğidir. Kur’an-ı Kerim’i hayata aktarmasıdır. Hz. Aişe'ye soruyorlar; “Resulullah’ın ahlakı neydi? Hz. Aişe (ra) diyor ki; Onun ahlakı Kur’an’dı. Hz. Peygamberimizin (sav) ahlakına, sünnetine ve yaşam tarzına bakmak isteyenler Kur'an-ı Kerim’e baksınlar. Çünkü Kur’an Hz. Peygamberi anlatan, Hz. Peygamberde Kur’an-ı anlatan biridir. Peygamber Efendimiz(sav) şöyle buyuruyor; “Ben size iki şey bırakıyorum eğer bu iki şeye sıkı sıkı tutunursanız, sapıtmazsınız.” Nedir onlar? Kur’an ve Sünnettir. Yine Peygamberimiz (as); “Kim, ümmetimin fesada uğradığı bir zamanda benim sünnetime sarılırsa, ona yüz şehit sevabı vardır.” diyor. Peki, Hz. Peygamberimizin Sünneti Nedir? Bizlere ‘Sünnet’ denilirken aklımıza ilk gelen şey, Hz. Peygamberin (sav) misvak kullanması, tırnaklarını kesmesi, sakalını uzatması, bıyıklarını kısaltması, sağ eliyle yemesi, suyu üç yudumda içmesi gelir. Peki, bu mudur? Sünnet. Ebetteki değil bunlar Peygamberimizin sünnetinin yanında sadece ve sadece %10 kalır. O zaman sünnetin ne olduğuna bakalım. Hz. Peygamberimizin sünneti mescitler yapmaktır. Medine'ye gelir gelmez kendi daha oturacak, yatacak evi yok ama Hz. Peygamberimizin ilk yaptığı şey Mescit İnşa etmekti. Niye? Müslümanlar bir araya gelsin, birleşsin ve sorunları orda görüşsün diye. Mescidin Avlusunda Hz. Peygamber ‘Ashâbı Suffaya’ bir yer yaptırmıştır. Orada bilim tedrisatı yapılıyordu. Sahabeler ilim öğreniyordu ve oradaki sahabelerin evi, yurdu yoktu. Hepsi orda yatıp kalkıyorlardı. Yemek bulurlarsa da yiyorlardı, bulmadıklarında ise aç kalıyorlardı. Bu sahabeleri, diğer sahabeler besliyordu. Ama Peygamberimizin Hadislerine ve Tefsirine âşıktılar. İşte Peygamberimizin ilk yaptığı şeylerden biriside Ashâbı Suffa’nin mekânını yapmaktı. Dolayısıyla Hz. Peygamberin sünneti ilim tedrisatını geliştirmektir. Hz. Peygamberin kızı Fatma gelir ve derki, babacım ellerim nasır bağladı tek başımayım, herkesin hizmetçisi var, benim yok ben ki senin kızınım bana bir tane hizmetçi verir misin? diye Hz. Peygamberimiz (sav) diyor ki; “Asla muhacirlerin ihtiyaçları karşılanmadan sana asla vermem, git kendi işini kendin yap” Hz. Peygamberin sünneti kimseye torpil geçmemektir. Kızı dahi olsa torpil yapmamaktır. Hak edene hak ettiğini vermektir. Peygamber Efendimiz (sav) hırsızlık yapan kızım Fatma dahi olsa elini keserim.” buyuruyorlar. Hz. Peygamberin sünneti; zalimlere karşı hakkı haykırmaktır, hakkı gizlememektir, menfaatim elden gider diye susmamaktır, tırsmamaktır. Hz. Peygamber Mekke’de kimsesiz dedesi vefat etmiş, amcası vefat etmiş, amcası yok Ebu Cehil Mekke’ye gelenlerin malına el koyuyor. Hz. Peygambere geliyorlar, diyorlar ki bizim mallarımızı bu adamdan alır mısın? Ebu Cehil’in karşısına gidip dikilen tek kişi Peygamberdir. Bu mazlumların mallarını ver diyen Hz. Peygamberdir. Hz. Peygamberin en büyük sünneti zalimlere karşı korkusuz olmasıydı, hakkı haykırmasıydı, menfaate yenilmemesiydi. Hz. Peygamberin en büyük sünneti zalimlere karşı Cihat etmekti. Peygamberimizin hayatı Cihat’ta geçti. Peygamberimiz imana engel olanlara, Müslümanların yurtlarından sürenlere, Müslümanlara işkence edenlere, haksızlık edenlere, her zaman savaş açmıştır, Cihat etmiştir. Dolayısıyla Cihat Hz. Peygamberimizin sünnetidir. Hz. Peygamberin sünneti aynı zamanda yönetimin başına geçmektir. Devlet Başkanı olmaktır, Hz. Peygamberimiz Medine’ye geldiğinde Abdullah bin Ubey Bin Selül Medine’nin başkanı olacaktı, Hz. Peygamberimiz bırakmadı, münafıklar iş başı yapamaz, münafıklar başa geçemez, münafıklar devlet yönetemez, münafıklar başkan olamaz dedi ve kendisi devlet başkanı oldu. Dolayısıyla tırnak kesmek, sarık sarmak, cübbe giymek, dişlerini fırçalamak Hz. Peygamberin sünnetini bunlara indirgenecek kadar basit bir şey değildir. Hz. Peygamberin sünneti Kur’an’ın kendisidir. Kur’an’ın yaşama aktarılmış halidir. Kur’an’da ne diyorsa Resulullah’ın sünneti de onu diyor. Hz. Peygamberin sünneti cihat etmesi, hakkı haykırması, korkusuz olması, doğru olması, torpil yapmaması, hakkı hak sahibine vermesi, ilmi yayması, mescitler inşa etmesi, kardeşliği tesis etmesidir.
Hz. Peygamberimizin yapmak istediği en büyük sünnet ve gerçekleştirdiği en büyük sünnet, ümmetin birliğini sağlamasıdır. İşte bugün biz bu sünneti kaybettik, ümmetin birliğini kaybettik, Peygamberimizin bir ömür harcadığı sünneti yerle bir ettik. Ne yaptık? Bölündük, parçalandık, tefrikaya daldık, kendi cemaatimizi yükselttik diğerini alçalttık, kendi kabilemizi üste çıkardık, diğer kabileyi dışladık, kendi milletimizi üste çıkardık, diğerlerini ezdik. Peygamberimiz ‘milliyetçilik, ayağımın altındadır’ dediği şeyi biz göklere çıkardık. Müslümanlar bir binanın tuğlaları gibidir, dediği ümmeti biz yıktık, duvarda gedik açtık ve ümmet 1400 yıldır, o aştığımız gediğin sancısını çekmektedir. Ümmet bir türlü toparlanamadı, çünkü o gediği kapatamadı, o gedik açık, o gedik halen var ve bunu kapatmak bizim elimizde inşallah biz bunu başaracağız. Hz. Peygamberimizin bir ömür harcadığı bu sünneti yeniden ihya edeceğiz. Biz ümmet olma onuruna ulaşacağız. Ve sünnet Hz. Peygamberin aştığı bu yolsa ümmet Hz. Peygamberin açtığı yolda yürüyenlerdir. Yol varsa yolcu da olmalıdır. Dolaysıyla biz Hz. Muhammed’in ümmeti, Hz. Muhammed’in sünnetini takip edeceğiz.
Biz bu gediği nasıl kapatacağız. Kur’an ve Sünnet’e yeniden dönerek, Hz. Peygamberimizi hayatın rehber kılarak kapatacağız.”dedi.
Program sonunda Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından Türkiye geneli düzenlenen Siyer Sınavı'nda Solhan’da dereceye giren 22 kişiye ödül verildi.