Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in (s.a.v) Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya gittiği ve buradan göğe yükseldiği gece olan Miraç Kandili, Solhan'da dualarla ihya edildi.
Miraç Kandili nedeniyle Solhan’daki birçok camide düzenlenen programlarla Miraç gecesi ihya edildi.
Miraç Kandili münasebetiyle Merkez Camiinde düzenlenen programda Kur’an-ı Kerim ve Mevlid okundu. Solhan Merkez Camii’yi dolduran cemaate, ilçe Müftü Vekili Osman Numanoğlu tarafından Miraç’ın anlam ve önemi hakkında vaaz verildi.
Cenab-ı Allah’a hamd eden, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) selat ve selam getiren İlçe Vaizi Osman Numanoğlu,”Rabbimiz tarafından, Cebrail (a.s.) vasıtasıyla, bir gece vakti Mekke’deki Mescid-i Haram’dan alınarak Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülen, oradan da Mirac’a yükseltilen Peygamberimiz, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya milyonlarca salât ve selem olsun.
Kıymetli Müslümanlar! Sevgili Gençler! Bu gece Receb ayının yirmi yedinci gecesi. Sevgili Peygamberimizin Mirac’a çıkarıldığı gecenin yıl dönümü olması münasebetiyle, genç - yaşlı, kadın - erkek demeden camilerimize koştuk. Peki, Miraç nedir? Nasıl vuku’ bulmuştur? Nasıl meydana gelmiştir?
İslam bilgi kaynaklarımıza baktığımızda Mirac hadisesinin iki safhadan meydana geldiğini görüyoruz. Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in bir gece Mescid-i Harâm’dan alınarak Mescid-i Aksâ’ya götürülmesine İsrâ, oradan göklere yükseltilmesine de Miraç denilmiştir.
İsra olayı Kur’an-ı Kerimde şu şekilde haber verilmektedir:“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” Muhterem Müslümanlar bu gece ilk duamız ayte-i kerimede de bahsi geçen ve peygamberimizin Miraca yükseltildiği yer olan Mescid-i Aksa ve Kudüs için olsun mu? Allah’ım! Habibin Hz Muhammed hürmetine, Mescid-i Aksa’yı, Kudüs’ü ve orada yaşayan kardeşlerimizi aziz eyle. Onları inayetinle muzaffer eyle.
Miraç hadisesi Peygamberimizin hayatının en sıkıntılı zamanlarından birinde meydana geldiği için Rabb’ul Âlemin olan Allah’ın, müşriklere karşı, Peygamberimize ve O’na inanan Mü’minlere çok büyük bir desteği olmuştu. Amcasını ve vefakâr eşi Hz. Hatice’yi peş peşe kaybeden Peygamberimiz, Taif şehrinde başına gelen olaylardan sonra daha da mahzun olmuştu. İşte böyle mahzun bir halinde Cenab-ı Allah Kulu ve Habibi Hz. Muhammed (s.a.v.)’i yalnız bırakmamış, O’nu Miraç ile taltif ederek bir kez daha şereflendirmişti.
Miraç ile ilgili söylenecek çok söz var. Özellikle Gece vesilesiyle biraz da Mirac’ın anlamı ve bizi ilgilendiren boyutundan bahsetmek istiyorum. Mi’rac aynı zamanda yücelmek manasına da gelir. Sadece göklere yükselmek değildir Miraç. Bakın isra süresindeki ayetlere! Göreceksiniz ki İsra hadisesini anlatan ayet-i kerime ile başlayan İsra süresinde Yüce Rabbimiz, Mü’minleri yücelten birçok güzel davranışı emrederken, bu yücelmeyi baltalayan birçok münkeri de yasaklıyor. Yani bizi de kullukta yücelmeye, tekâmül etmeye davet ediyor.
Bu ayetlerde Hesap günü hatırlatılarak, ahireti isteyenlerin çabalarının karşılığını alacağı haber verilmektedir. Devamında; Allah’a şirk koşmanın, anne babaya asi olmanın, savurganlık yapmanın, cimriliğin, fakirlik korkusuyla evlatlarının canına kıymanın, zina yapmanın, cana kıymanın, yetim malına el uzatmanın, ölçü ve tartıda hile yapmanın, hakkında kesin bilgi sahibi olmadığımız şeylerin peşine düşmenin ve kibir ve böbürlenmenin Rabbimiz katında kötü ve sevimsiz şeyler olduğu vurgulanmaktadır. Sonraki ayetlerde müşriklerin dirilmekle ilgili tereddütlerine karşılık “De ki: "(Şüphe mi var?) İster taş olun ister demir!" buyrularak muhakkak herkesin hesap vermek üzere diriltileceği bildirilmektedir.
Yine sürenin devamında; Güzel söz söylemiz, namaz kılmamız, şeytana uymamamız gerektiği ve Kur’an’ın bir şifa ve rahmet kaynağı olduğu da haber verilmektedir. İçeriğinden kısaca bahsettiğim bu ayet-i kerimeler, Miraç hadisesi ile doğrudan ilişkili olmamakla beraber, kullukta ve insani değerlerde en üstün makamlara çıkmamız, erdemli ve manen yücelmiş birer kul olmamız için muhakkak uymamız gereken ilahi emirlerdir.
Zaten Miraç hediyesi olarak Yüce Rabbimizin bize emrettiği beş vakit namazın asıl hikmeti de bizim manen yücelmemiz, manen Mirac’a çıkmamız değil mi? Allah’u Teâlâ “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” Buyurarak bu gerçeği biz Mü’min kullarına bildirmiyor mu?
O halde sevgili gençler! Gelin, Namazımız Mirac’ımız olsun. Gelin secdemiz “sidret-ul münteha’mız” olsun. Gelin bu geceyi vesile kılarak, Rabbimize karşı olan vazifelerimize her zamankinden daha fazla gayretle sarılalım. Gecemiz, Mi’racımız tekrar hayırlı ve mübarek olsun. Yüce Mevla, İslam âlemini ve tüm Müslüman kardeşlerimizi her türlü bela, afet ve musibetten muhafaza eylesin. Mi’racın mekânı olan Kudüs, Mescid-i Aksa başta olmak üzere, sıkıntı çeken tüm İslam beldelerini nusret ve inayeti ile felaha ve huzura kavuştursun.”şeklinde konuştu.