Solhan Anadolu İmam Hatip Lisesi, Ekim ayından itibaren sınıflar bazında yürüttüğü “40 Şiir, 40 Şair” etkinliğini Belediye Kültür Merkezinde düzenledi.

Etkinliğe Kaymakam Fatih Okumuş, Belediye Başkanı Abdulhakim Yıldız, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Yanılmaz, Okul kurum amirleri ile öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinlik, müzik öğretmeni Ali Parlak´ın ney dinletisi ile devam etti.

Programda konuşma yapan Kaymakam Fatih Okumuş,”Şiir Sokrates’e kadar uzanılabilir, yani modern tarih milattan önce 5. ve 6. yüzyıla kadar götürülecek olsa yazılı, anlatılı, kaynakları muteber akademik çalışmalara dayalı modern şiiri milattan önce 5'nci yüzyıla kadar götürmek mümkündür. Fakat edebiyat ile ilgili yazımlar içerisinde şiir, roman, hikâye, deneme, makale şeklinde beşe ayırsak belki sekiz veya ona da ayrılabilir. En eski olanlardan bir tanesi şiirdir. Dolayısıyla insanlık yaratılışından beri olan duyguları ve hayatında yaşadığı korkuları, hasreti, merakı, kaygıyı vs. tabiatla olan kendisiyle ilgili olan, maddi ve manevi dünyasıyla ilgili olan duygu ve düşünceleri insan yaratışından itibaren şiire, beyitlere, dizelere, mısralara dökme ihtiyacı hissettirmiştir.

Şiirle, şairlikle, duygu, düşünce insanın kendi yaşadıklarıyla doğayla, mevsimsel, duygusal, dönemsel ilişkilerinin duygu ve düşünceleri bazında edebi bir formatta dizelere, mısralara dökülmesi olayı şiirdir, şiir evrenseldir.

Peygamber Efendimiz (sav) döneminde İmru'l Kays adında meşhur bir şair vardı. İmru'l Kays bütün Mekke’de, Ceziret-ül Arap’ta, Asrı Saadet’te yaşadığı halde şairliğinde büyük bir üne sahipti. Müşrükler; Peygamber Efendimiz (sav)’e İmru'l Kays’ın bir benzeridir, şairdir, büyücüdür diyerek kendisine hakaretler, iftiralar vb. atıyorlar. İmru'l Kays bütün bu niteliklerine, bütün bu artılarına, meşruiyetine bazı dizeleri Arapların haram ayları vardır, o haram aylarda Kâbe içerisinde putlar, dış tarafında ise İmru'l Kays’ın dizeleri Kâbe’nin duvarını süslüyor. İmru'l Kays o dönemde o kadar meşhurdu ki paralar verilip, hürmet ediliyor ve hediyeler veriliyordu. Ve İmru'l Kays imanını kurtaramadı. Hatta Peygamber Efendimiz (sav) dört kişi için çok üzüldüm der: Hz. Ali’nin babası yani Efendimizin Amcası kendisini 8 yaşından 25 yaşına kadar, 17 yıl kendi himayesine alan amcası Ebu Talip’ti ve hiç iman etmeyen Ebu Talip rastgele bir adam değildi.  Yine aynı şekilde İmru'l Kays’a da ne kadar sanatçı bir adamdı ama Allah'a ve Resulüne inanmadı dolayısıyla Peygamber Efendimiz (sav)  ona da üzülür. Bir diğeri Arabistan’da Tay kabilesinin reisi ve cahiliye devrinin ünlü şairlerinden olan Hatem-i Tâî’dir. Dördüncü de Farisi meşhur bir Pers imparatoru Adili Nuşirevan’dır. Adili Nuşirevan, Hz. Ömer’i yargılayan adamdır.

Şimdi şairlik ve şiir Türkiye bağlamında görüşlerim hakkında bir değerlendirme de bulunmak istiyorum; Bizde İmam Hatipli, Anadolu Osmanlı bakiyesi bu gençler genel itibariyle şiirlik ve şairle ilgili bakış açılarını genişletmek mecburiyetindedir. Biz kendimizi Sezai Karakoç’a Mehmet Akif Ersoy’a, Necip Fazıl'a, İsmet Özel’e ve Ahmet Hamdi Tanpınar’a sınırlamayacağız. Özellikle 2023-71 idealleri olarak Türkiye’yi kuracak, idare edecek olan sizlerin bakış açıları çok geniş olması lazım. Bizler şiiri ve şairliğe çok daha şuurlu ve geniş bakacağız.”dedi.

Konuşmaların akabinde sırasıyla şairlerin kısa özgeçmişinin yansıtılmasının ardından, öğrenciler şiirlerini okudular.

Okunan şiirler ve şairler:

- Hikmet Şiiri, Edip Kaya

- Necip Fazıl Kısakürek, Sakarya Türküsü, Mazlum Kopuk

- Adil Erdem Bayazıt, Sana Bana Vatanıma Ülkemin İnsanlarına Dair, Onur Tezel

- Mevlana, Etme, Hasan Agit

- Atilla İlhan, Ben Sana Mecburum, Ömer Faruk Ayçeman

- Arif Nihat Asya, Dua, Enes Atabey

- Arif Nihat Asya, Bayrak, Abdullah Emeç

- Kemalettin Kamu, Bingöl Çobanları, Melik Fırat Çiftçi

- Cahit Sıtkı Tarancı, Yaş Otuz Beş, Ramazan Ok

- Sezai Karakoç, Mona Roza, Ferhat Altun

- Ahmet Haşim, Merdiven, M.Taha Kurtaran

- Mehmet Akif İnan, Mescid-i Aksa’yı Gördüm Düşümde, Ali Yanık