Yemek borusunun alt kısmında bulunan ve mide içeriğinin ağza doğru kaçmasını engelleyen sfinkterinin işlevini yitirmesiyle oluşan reflü hastalığı hakkında uzmanlar önemli uyarılarda bulundu.
Reflünün Hastalığının göğüste yanma, ağza acı ve ekşi bir su gelmesi gibi etkileri olduğunu belirten uzmanlar, bazı hastalarda ise ses kısıklığı, ağrılı yutkunma, geğirti, hıçkırık, göğüste ağrı, öksürük bulantı ve kusma gibi olumsuz etkilerin olduğunu söyledi.
Toplumda oldukça sık görülen reflü hastalığının tedavisinde ilaçlar kadar yaşam tarzı değişiklikleri ve sağlıklı beslenmenin de önemli bir rol oynadığını ifade eden Memorial Dicle Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Remzi Beştaş, reflü şikâyetlerini azaltan 10 beslenme önerisi hakkında bilgi verdi.
"Mideden boğaza doğru yanma şikâyetleri varsa"
Reflünün, toplumda her 100 yetişkinden 20’sini etkilediğini söyleyen Beştaş, "Özellikle salçalı, baharatlı yemekler, çikolata, kahve ve asitli içecekler gibi besinlerden sonra reflü şikayetleri başlayabilir. Mideden boğaza doğru olan yanma, ağızda acı ve ekşi bir tat oluşuyorsa bu şikayetler reflüye işaret edebilir. Yemek borusu ve mide dışındaki organ ve sistemlerde de göğüs ağrısı, astım benzeri bulgular, boğaz ağrısı, ses kısıklığı, kronik öksürük ve diş çürükleri gibi şikayetlere de yol açabilir." dedi.
"Yaşam tarzı değişikliği önemli"
Reflü hastalarına yaşam değişikliğini öneren Beştaş, "Reflü hastaları öncelikle hayat kalitesini yükselten ve şikayetleri azaltan basit önlemler almalıdır. Yatak başının yükseltilmesi, sıkı ve dar elbiselerden kaçınılması, kilo kontrolünün sağlanması, yemekten hemen sonra uzanılmaması ve uyku ile yemek arasında en az 3 saat olması önerilen basit önlemlerden bazılarıdır. Reflü şikayetlerinin kontrol altına alınmasında diyet değişikliği de çok önemlidir. Hastaya özel bir diyet programı uygulanmalı, porsiyonlar küçültülmeli, yağlı ve ağır yemeklerden sakınılmalıdır. Tedaviye en iyi yanıt, asit baskılayıcı ilaçlar ile elde edilmektedir. Yeterli süre ve dozda ilaç, diyet, yaşam tarzı değişikliklerinden sonuç alınamayan hastalarda cerrahi bir diğer tedavi seçeneğidir." İfadelerini kullandı.
Beslenme alışkanlığının değiştirilmesi reflü tedavisinde önemli yer tuttuğunu belirten Beştaş, Reflüyü tetikleyen besinlerden uzak durulması ve uygun bir diyet ile reflü şikayetleri kontrol altına alınabileceğini dile getirdi.
Beştaş, Reflü şikâyetlerini azaltan 10 beslenme önerilerini şöyle sıraladı;
"Yemek sırasında içecekler sınırlandırılmalı, daha çok öğün aralarında tüketilmelidir. Alkol kullanımından kaçınılmalı. Besinler bütün olarak yutulmamalı, ağızda iyice çiğnenmelidir. Reflü hastaları sakız çiğnemekten kaçınmalıdır. Çünkü sakız, yutulan hava miktarını artırır ve bu da gaz ile birlikte reflü şikâyetlerine yol açabilir. Yemek sırasında ve yemekten sonraki 45 dakika dik pozisyonda oturulmalıdır. Uyumadan en az 2-3 saat önce su dışında herhangi bir besin veya içecek tüketilmemelidir. Öğünlerdeki porsiyonlar sabahtan akşama doğru azaltılmalıdır. Özellikle baharatlı gıdalar, kızartmalar, yağlı ve salçalı yemekler, çikolata, karbonatlı içecekler, domates suyu, kahve ve çay sınırlandırılmalıdır. Limon, portakal, mandalina ve greyfurt gibi meyve ve bunların hazır ya da taze sıkılmış suları tüketilmemelidir. Sigara reflü şikayetlerini artırır. Sigara kullanılmamalıdır."