İttihad'ul Ulema tarafından Diyarbakır'da düzenlen "Kudüs ve Mesuliyetimiz" konulu panele katılan âlimler, Kudüs'ün, ümmetin kalbi konumunda olduğuna dikkat çekerek, kurtuluşun ise birlik beraberlikten geçtiğini vurguladılar.
Diyarbakır'da İttihad'ul Ulema Genel Merkezi'nde 'Kudüs ve Mesuliyetimiz' paneline katılan âlim ve kanaat önderleri, Kudüs'ün, ümmetin kalbi konumunda olduğuna dikkat çekerek, meşrep ve mezhepler ön planda tutulduğu zaman ümmetin dağılma sürecine girdiğine vurgu yaptılar.
Bölge âlimleri; emperyalist ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs ile ilgili olan şer kararına karşılık, Kudüs'ün ümmetin nezdindeki hissiyatının arttırılması amacıyla Diyarbakır'da İttihad'ul Ulema öncülüğünde geniş kapsamlı "Kudüs ve Mesuliyetimiz" paneli ile bir araya geldiler. Âlim ve kanaat önderleri, panelden sonra duygu ve düşüncelerini dile getirerek, bu tür toplantı ve organizasyonların daha çok düzenlemesini gerektiğini belirterek, memnuniyetlerini dile getirdiler.
Suriyeli âlimlerden Şeyh Abdurrahim Haznevi, panelin önemine dikkat çekerek, ümmetin meselelerinin bu tür toplantılarda dile getirilmesi gerektiğini söyledi.
"Kudüs Müslümanların mukaddesatıdır"
Şeyh Abdurrahim Haznevi, siyonistlerin işgali altında olan Kudüs'ün, Müslümanların mukaddesattı olduğunu belirterek, "Âlimlerimiz tamamıyla konuştular, büyük bir önem ile bu toplantıya değer verdiler. Müslümanların bu şekilde bir araya gelerek bu tür toplantıları tertip etmeleri, ümmetin meselelerini gündeme getirmek ve birbirlerini haberdar etmek, hoş bir şeydir. Kudüs, Müslümanların mukaddesatı olup, önemli bir meselemizdir. Konuşmacılar güzel konuştular, biz de onlar gibi düşünüyor ve bu toplantıyı düzenleyenleri tebrik ediyorum." diyerek düzenlenen panelin önemli olduğunu söyledi.
"Âlimlerin vahdeti halkın vahdetidir"
İttihad'ul Ulema üyelerinden Abdurrahman Özekinci ise Müslümanların içinde bulunduğu olumsuz şartların nedeninin, meşrepçilik ve mezhepçilik olduğuna vurgu yaptı.
Halkın vahdetinin, âlimlerin vahdetinden geçtiğine işaret eden Özekinci, "Bu tür etkinlik ve toplantıların düzenlenmesi çok çok güzeldir. Özellikle âlimlerin bu toplantılarla bir araya gelerek, birlik beraberlik içinde mesaj vermeleri güzel bir olay. Çünkü halk da âlimleri kendilerine örnek alarak birlik beraberlik içine giriyor ve umudumuz da budur. Âlimlerin vahdeti, halkın vahdetidir. Nasıl ki 'Âlimin ölümü âlemin ölümü' ise âlimlerin dayanışma içine girerek vahdeti oluşturması, halkı da aynı şekilde olumlu bir şekilde etkileyecektir." dedi.
Müslümanlar arasındaki ihtilafın azap olduğuna ifade eden Özekinci, "Ne zaman ki âlimler gayret ederek hep birlikte ümmetin meselelerine el atar ve sorunları çözüme yönelirse el birliğine girerlerse kuşkusuz, ümmet de el birliğine girer. Ne zaman ümmetin âlimleri meşrebini ve mezhebini ön planda tuttuysa ümmette dağılma meydana geldi. Çünkü Allah-u Teâlâ, 'İhtilaftan sonra büyük bir azap vardır' diyor. İşte bugünkü azabımız bundan dolayıdır. Ne zaman ki Müslümanların malına el konularak talan edilmesi, Müslümanların kanının akıtılması ve Müslümanların namusları payimal edilmesi durumu, Müslümanlara dünyada büyük bir azaptır ve cehennem azabından daha kötüdür." ifadelerini kullandı.
Özekinci son olarak, Müslümanların bu şekilde bir araya gelmelerinin çok kıymetli ve Müslümanların bu tür organizasyonlara önem vermesi gerektiğini söyledi.
"Kudüs'ün Yahudilerin işgali altında olması bizim hiçbir kıymetimizin kalmadığının göstergesidir"
Diğer bir Suriyeli âlim Naif Muhammed de Müslümanların Kudüs etrafında birleşmesi gerektiğinin önemine değinerek, "Müslüman isek dinimizi sevmemiz ve vecibelerine inanmamız gerek, aksi durumda bizim bir kıymet ve önemimiz olmaz. Aramızda Kudüs gibi önemli meselelerde ittifak olmazsa, rahatsız olmazsak ve bir araya gelerek çözüm yollarını arayamıyorsak bu demektir ki artık hiçbir birleştirici unsurumuz kalmamış demektir. Dinimiz bu tür esas ve meseleler üzerine inşa edilmiş. Bütün bunlar Kur'an-ı Kerim'den geçiyor. Küfrün, mukaddes Kudüs'ü alıp Yahudilere vermesi aslında bizim hiçbir kıymetimizin kalmamasının göstergesidir." diye dikkat çekti.
Naif Muhammed daha sonra, "Ümmet olarak uykudayız ve uyanarak kendimize gelmeli ve birlik içine girmeliyiz. Yalnız bir defalığına değil, İslam âlemi yılda üç dört defa bu mesele için bir araya gelmeli ve çözüm yolları aramalı. Bu tür şeyler olmazsa vallahi bizim imanımızın hiçbir kıymetimiz olmaz." ifadelerini kullandı.
İttihad'ul Ulema Üyesi Mustafa Durgun da panelin yapılmış olmasının önemine değinerek, panelin münasip zamanda yapıldığını söyledi.
"Bizim için Kudüs, ümmetin kalbi konumundadır"
Kudüs'ün ümmetin içindeki konumuna değinen Durgun, "Bizim için Kudüs, ümmetin kalbi konumundadır. Ümit ediyorum ki ümmetin imamları ve âlimleri, Kudüs çerçevesinde bir araya gelirler. Düzenlenen panele, hamdolsun beklenenin üzerinde bir katılım oldu. İnşallah bu tür toplantılar Müslümanların birliğine vesile olur." dedi.
Rehberliğin ümmet içindeki önemine dikkat çeken Durgun, "Sürekli söylüyoruz, bu ümmet tek ümmettir. Ne zaman tek ümmet olursak, tek rehberlik etrafında bir araya gelmiş oluruz, birliğimiz meydana gelmiş olur, tek kuvvet haline gelmiş oluruz. Böylelikle kâfirler, işgal edilen yerlerden kaçma durumunda kalacaklar." diye belirtti
Kurtuluşun Kur'an-ı Kerim'le olduğunu söyleyen Durgun, son olarak şu ifadeleri kullandı: "Kâfirlerin maddi ve manevi olarak bizi sömürmelerinin sebebi, Kur'an, Sünnet, Şeriat'tan uzaklaşarak ihtilafa girmemizdendir. Kurtuluşumuz da tekrar Kur'an'a, Şeriat'a uymamız ve vahdetle olur. Böylelikle izzet ve şeref sahibi bir Ümmet olma durumuna geçmiş oluruz."