Bingöl Üniversitesi öğrencilerinden bir grup, ABD'nin Kudüs'ü işgalci Siyonistlerin başkenti olarak tanıyacağı yönündeki tavrına ilişkin basın açıklaması yaptı.
Bingöl Üniversitesi öğrencilerinden oluşan bir grup, ABD'nin Kudüs'ü işgalcilerin başkenti olarak tanıyacağı yönündeki tavrına ilişkin tepki göstererek basın açıklaması yaptı.
Basın açıklaması öncesinde öğrenciler, merkez kafeteryanın önünde yürüyüşe geçerek, üniversitenin giriş kapısına kadar sloganlar eşliğinde yürüdü. Burada düzenlenen basın açıklamasını grup adına Furkan Kılıç okudu.
Türkiye'nin gençliğinin sömürge düzenine karşı bildirisi olduğunu söyleyen Kılıç, "Her geçen gün İslam coğrafyası küresel sömürü düzeninin kıskacında kan gölüne çevrilmektedir. Dün kendini muasır medeniyetler seviyesinde gören Avrupa'nın merkezinde Bosna'da yaşanan soykırım hafızalarımızda taze iken; Suriye'de her gün bir insanlık dramı yaşanırken; Arakan'da naklen soykırımlarda kimyasal silahlarla masum çocuklar ve kadınlar katledilirken; milyonlarca insan yerlerinden yurtlarından ayrılmak durumunda kalmıştır. Silahların menşei dünyanın kan emici vampirleri olan sömürgeci ülkeler arasında değişirken; ölenlerin hep savunmasız Müslümanlar olduğu açık bir şekilde görülmektedir." dedi.
Kılıç, "Bir yandan gönül coğrafyamıza ölümler yağdırılırken; bir yandan da kutsallarımız çiğnenip topraklarımıza el uzatılmaktadır. Hadsizliğin, saldırganlığın ve hukuksuzluğun geldiği son nokta olarak Siyonizm'in bu devirdeki kullanışlı piyonu Trump aracılığıyla ilk kıblemiz Kudüs'ümüzü işgalci İsraillilerin Siyonist emelleri doğrultusunda başkent ilan etme cüretinde bulunmuşlardır." ifadelerini kullandı.
Müslümanların ilk kıblesinin bulunduğu Filistin'in 1948 yılından beri yüzlerce yıllık 'Büyük İsrail Projesi' çerçevesinde adım adım işgal altına alındığını ifade eden Kılıç, "TV'lerde naklen Müslüman semtleri bombalanırken, masum kadınları, erkekleri, çocukları dünyanın gözü önünde cami avlusunda katledilirken bunu yapan işgalci güruhu şımarıklıkla nitelendirip şirin göstermeyi alçaklık olarak nitelendiriyoruz." dedi.
"Eşkıya ordusuna karşı dik duruş her Müslüman için namus meselesidir"
Terör çetesine dik duruşun Müslümanlar için namus meselesi olduğunu vurgulayan Kılıç, "İslam'ın ilk kıblesinde dahi ezan-ı Muhammedî'nin yasaklanması; son olarak da Kudüs'ün işgalci Siyonistlerin başkenti olarak ilan edilmesi cüretinde bulunmuş bir eşkıya ordusuna karşı dik duruşun bir Müslüman için namus meselesi olduğunu tüm İslâm âlemine hatırlatıyoruz. Âlem-i İslam'ı reel politik kaygılardan arınarak, Amerika'dan, İsrail'den değil Allah'tan korkmaya ve O'na (cc) teslim olmaya çağırıyoruz. Artık ümmetin prangalarından kurtulması ile Filistin'in özgürlüğüne kavuşması aynı çizgiye gelmiştir." diye konuştu.
"Tüm dünya üzerindeki Müslüman topraklarının 3 asırdır zengin yeraltı ve yer üstü kaynakları sömürülürken; kan akan coğrafyalarındaki tetiği sıkan elin aynı gücü arkasına aldığını çok iyi biliyoruz." diyen Kılıç, şunları söyledi: "Dünya güvenliğinin ve barışının teminatı olarak kendisini gören ve aynı zamanda dünyanın en büyük silah üreticisi olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin dünyadaki bütün bu düzensizliğin müsebbibi olarak görüyoruz."
Konuşmasına devam eden Kılıç, "İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'da Hakk'ın daveti ezan susturulmaya çalışılırken; avluda savunmasız erkek ve kadın kardeşlerimiz şehit edilirken bu mezalimi dillendirmenin dahi antisemitizm olarak yaftalanması güçlünün haklı olduğu çarpık uluslararası hukuk ve siyaset sisteminin sonucudur. Müslümanlar hunharca katledildiğinde sessiz kalan güçlünün haklı olduğu bir Uluslararası Hukuk Sisteminin ve onun ikiyüzlü kullanışlı araçlarını reddediyoruz." ifadelerini kullandı.
Filistin'de, Suriye'de, Mora'da, Cezayir'de, Doğu Türkistan'da, Etiyopya'da, Bosna'da, Arakan'da yaşanan kıyımlar gözümüzün önünde iken terör ve İslam dininin aynı cümlede zikredilmesinin vahşi ve saldırgan bir medeniyetin kullandığı bir algı aracı olduğunu çok iyi bildiklerini dile getiren Kılıç, "Sömürgeci ülkeler ırkçı Siyonizm ideası merkezinde ilkel, barbar ve bencilce daha fazla tüketim ve İslam düşmanlığı motivasyonları ile yeni bir küresel sömürge düzeni kurmak amacıyla dünyayı çıkmaz bir yola sürüklemektedir." dedi.
Basın açıklamasının devamında Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüm dünyaya hatırlatmak isteriz ki, Türkiye tarihin kendisine yüklediği kutsal misyonunu ifa edecek; okyanus ötesinden iftira, tiyatral operasyonlar ve karalama kampanyalarıyla engellenmek istense de din, dil ve ırk ayrımı göz etmeksizin tüm mazlumların hakkını savunmaya daha gür sesle devam edecektir. Kendilerini dünyanın efendisi, dünyanın diğer kalanını da kölesi olarak gören; kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bencil, vahşi ve saldırgan medeniyetin mensuplarını insanlığa davet ediyoruz."
"Kudüs'ümüzün bir anlık karanlığa bürünmesinin sonuçları çok ağır olacaktır"
Kılıç, "Şu açıkça bilinmelidir ki, Newyork'un bir gece aydınlanması için tüm gönül coğrafyamızı ateşe atanlar; Kudüs'ümüzün bir anlık karanlığa bürünmesinin sonuçları çok ağır olacaktır. Tarih bize göstermiştir ki; Theodor Herzl'ın rüyasıyla hareket edenler, bu çağın Selahattinlerini, Abdülhamidlerini hesaba katmazlarsa acı bir kâbusa uyanacaklardır." dedi.
"Dünya var oldukça yeryüzü bizimdir, Kudüs Müslümanlarındır"
"Şimdi, İslam coğrafyası üzerinde yeni üretilen silahların tatbikatının yapılmasına göz yuman, kimseye hesap verme gereği duymadan çocukları öldürülen, kadınlarının namuslarına tecavüz edilen, İlk kıblesine el uzatılan İslam Dünyasının mensuplarına sesleniyoruz." diyen Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı: "Daha neyi bekliyorsunuz? Daha ne kadar kendi kardeşlerinize, ümmetin meselelerine sağır, dilsiz kalacak; görmezden geleceksiniz? Filistin dar bir coğrafyada bulunan bir takım insanların meselesi değil; tüm İslam âleminin namusudur. Celladından diz çöküp af dileme gafletinden kurtulunuz! Dünya var oldukça yeryüzü bizimdir, Kudüs bizimdir. 'Ey İman edenler! Hangi düşünce ve güç dengesi sizi Allah (cc) yolunda mücadele etmekten, Hakkı müdafaa etmekten alıkoyuyorsa bilin ki bu Allah'ın razı olduğu bir şey değildir!' Bir gün ateş sizi çemberi içerisine almadan harekete geçiniz! Irk, meşrep ve mezhep taassubiyetini bir kenara bırakıp siz Ey Müslümanlar Allah yolunda birleşiniz." (Nihat Kanat-İLKHA)