Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Yrd. Doç. Dr. Ramazan Korkut, Hac günlerinin ibadetle değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Hac farizası hakkında bilgilendirmelerde bulunan Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Yrd. Doç. Dr. Ramazan Korkut, İslam ümmetinin kongresi olması açısından haccın, ümmetin sorunlarına çözüm üretecek bir ibadete dönüştürülmesi gerektiğini söyledi. Korkut, "Ramazan ayını geride bıraktık. Zilhicce ayının ilk 10 gününe girmiş bulunmaktayız. Allah Teâlâ, Kur'an'da 'Güç yetirebilen kimselerin hac farizasını yerine getirmesi Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır. Artık kim inkâr ederse şüphesiz ki Allah'ın âlemlere hiçbir ihtiyacı yoktur.' diyor. Hz. Peygamber ise 'Kim Allah'ın rızasını gözeterek hac ibadetini yerine getirirse ve hac esnasında kötü bir söz söylemez, günah işlemezse annesinden doğduğu gün gibi tertemiz, bağışlanmış olarak hacdan döner.' buyuruyor." dedi.
"Hac ibadeti hem mali hem bedeni bir ibadettir"
Haccın, hem mali hem bedeni bir ibadet olduğunu dile getiren Korkut, sözlerine şöyle devam etti: "Malum olduğu üzere, İslam'da ibadetler bedeni, mali ve hem bedeni hem mali olmak üzere üçe ayrılıyor. Namaz ve oruç bedeni bir ibadettir. Zekâtın mali bir ibadet olduğu bellidir. Hac ibadetinin ise hem mali hem bedeni olmak üzere iki yönü vardır. Böyle olunca Cenabı Allah yarattığı, akıl ve nimetle donattığı kullarından ubudiyet, kulluk, ibadet vazifesini ve genel anlamda bütün emir ve yasaklarına uymasını, özel anlamda ise mali ve bedeni ibadetlerini yerine getirmesini emretmiştir. Can ve mal Allah'ın birer emanetidir. Allah, cennet gibi bir nimet karşılığında müminlerin can ve mallarını satın alıyor. Karşılığında onlara cennet veriyor. Allah'ın canı ve malı satın alması ne demektir? İnsanın bedeni ve mali ibadetlerinin vazifesini yerine getirmesidir. Bununla Cenabı Allah, dünyada huzuru, ahirette ise ebedi bir saadeti müjdelemiştir."
"İnsanlar, ibadet iklimi içerisinde ömürlerini bereketlendiriyorlar"
Hac ayları olarak bilinen Şevval, Zilhicce ve Zilkade aylarının başladığını dile getiren Korkut, "Şevval ayında 6 gün tutulan oruç ve bu ayın yine hac için ihrama girme ayı olması, Zilhicce ayının ilk 10 günü içerisinde yapılan ibadetlerin çok önemli olması, akabinde ise Zilkade ayı düşünüldüğünde yaklaşık olarak yılın 6 aylık bir süresinin ibadete tahsis edildiğini görüyoruz. Yani insanlar yılın yarısını ibadet iklimi içerisinde geçirip, o ibadet iklimi içerisinde ömürlerini bereketlendiriyorlar." ifadelerini kullandı.
"Allah, hac ibadetini güç yetirenlere farz kılmıştır"
Günlük, haftalık, aylık, yıllık ve ömürde bir defa yapılan ibadetler olduğuna değinen Korkut, "Günde 5 vakit namaz, haftada bir cuma, yılda bir defa oruç ve ömürde bir defa hac ibadetini eda etmek farz kılınmıştır. Böyle olunca insanoğlunun gerçekten ibadet için yaratıldığını ve ömrün ibadetle değerlendirilmesi gereken bir süreç olduğunu görüyoruz. Cenabı Allah, hac ibadetini güç yetirenlere farz kılmıştır. Kişinin asli ihtiyaçları dışında haccını eda edebilecek maddi güce sahip olması, yol güvenliği ve sıhhatli olması gerekir." şeklinde konuştu.
"Hac günlerinin ibadetle değerlendirilmesi gerekir"
Hac ibadeti için güç yetiremeyenlere tavsiyelerde bulunan Korkut, "Hacca gidemeyen kardeşlerimiz ne yapabilir? Şimdi içerisinde bulunduğumuz Zilhicce ayının ilk 10 günü için Cenabı Allah, Kur'an'da 'Fecre yemin olsun. 10 geceye yemin olsun.' buyuruyor. Bu içinde bulunduğumuz 10 gün o kadar değerli ve kıymetli, bu zaman diliminde yapılan ibadetler Allah katında makbul ve sevimlidir ki Allah Zilhicce ayının ilk 10 gününe yemin etmiştir. Dolayısıyla hacca gitme imkânı bulamayan kardeşlerimizin de içinde bulundukları bu 10 günü oruçla, namazla, ibadet ve tefekkürle değerlendirmeleri gerekir." dedi.
"Hac, İslam ümmetinin bir kongresidir"
"Hac, İslam ümmetinin bir kongresidir." diyen Korkut, şunları söyledi: "İslam ümmetinin şu an itibarıyla ortak sorunları vardır. İslam coğrafyası kan, gözyaşı içerisinde, büyük zorluk ve sıkıntılarla yüz yüzedir. Hac ibadetinin İslam ümmetinin bir kongresi olması açısından aynı zamanda İslam ümmetinin ortak sorunlarına çözüm üretecek bir ibadete dönüştürülmesi gerekiyor. Haccın İslam kardeşliğini güçlendirecek bir şuurla eda edilmesi gerekiyor. Haccın şartlarından biri de ihramdır. İhram giyen bir insanın, Allah'ın haram kıldığı bazı şeyleri kendisine haram kılması ve onun emirlerine uymasıdır. İnsanın, ihramda bulunduğu süre içinde kötü söz söyleme, yalan söz söyleme, insanları incitme, günah işleme, Allah'ın emir ve yasaklarına karşı gelme gibi hususları terk etmesi gerekiyor. Böyle olunca insan güzel bir ahlak kazanıyor."
Korkut, hac ibadetini eda edenlerin, gittikleri yerlerde hac ruhuyla hayatlarını sürdürmelerinin önemini anlatarak, "Genelde ülkemizden hacca gidenlerin çoğu yaşlılardan oluşuyor ve hac farizasını yaşlılık zamanına ertelerler. Hâlbuki önemli olan hac farizasını ve ibadetinin genç yaşlardayken eda edilmesi ve ömrün kalan bütün kısmının hepsinde bir hacı olarak o ruha yakışır bir şekilde hayat sürdürülmesi gerekir. Hac ibadetinin, ümmetin birlik ve beraberliğine, kardeşlik bağlarının güçlenmesine vesile olacak şekilde eda edilmesi gerekiyor. Aynı şekilde ihrama giren kimselerin, lisani halleri ile ifade ettikleri durum şudur: Bizim birimizin diğerinden hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır." ifadelerini kullandı.