Ramazan etkinlikleri kapsamında İlçe Müftülüğü ile Solhan Belediyesi, Recep Tayyip Erdoğan Spor kompleksinde düzenlediği programa Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı İbrahim İlhan katıldı.
İlçe Müftülüğü ile Solhan Belediyesi, Ramazan etkinlikleri kapsamında Recep Tayyip Erdoğan Spor kompleksinde her akşam Teravih Namazı akabinde düzenlediği programa Cuma akşamı konuşmacı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı İbrahim İlhan katıldı.
Programda Kur’an-ı Kerim’de tövbesi kabul edilen sahabe kıssasını anlatan Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı İbrahim İlhan,” Bu akşam sizlere Kur’an-ı Kerim’de tövbesi kabul edilen üç ashabı kiramdan biri olan Kab bin Malik’in kıssasını anlatmak istiyorum. Kab bin Malik, Peygamber Efendimiz’in (sav) gözde sahabelerindendir. Efendimiz (sav), Tebük seferi için ashabına çağrıda bulunur. Ey ashabın Tebük seferine çıkacağız, herkes hazırlığını yapsın. Kab bin Malik, kendi kendine şunu söylüyor ‘ashabı kiram sefer için hazırlanınca bende onlarla beraber hazırlanırım’ diyor. Sefer için kervan yola çıkıyor ama Kab bin Malik, o seferden yoksun kalıyor. Ashab, Tebük’e varıyor ama savaş olmadan geri dönüyorlar. Böyle olunca Efendimiz (sav) mescidi nebeviye gidiyor. Savaşa katılmayanlar Efendimizin yanına geliyorlar. Hepsi birer mazeret bildiriyor. Kab bin Malik ise kendince bahaneler üretmeye çalışıyor ve sonunda mescide geliyor. Efendimiz’in (sav) yanına varıyor ve Efendimiz ona da soruyor ‘Ey kâb neden sefere katılmadın’ diyor. Kab bin Malik’de ’hiçbir mazeretim yok’ diyor ama Efendimiz mazeretini kabul etmiyor ve ‘git Allah’ın senin hakkında kararını verene kadar bekle’ diyor. Tabi bunu duyan Kab bin Malik çok üzülüyor. Artık Medine sokaklarında deli divane gibi dolaşıyor. Kendi kendine ben nasıl olurda Peygamber Efendimizin kalbini kırarım. Kab, her namazda mescide gider ama Peygamber Efendimiz tövbesini kabul etmemiş, ashabda Kab bin Malik’e yüz çevirmiş hiç konuşmuyorlardı. Kab bin Malik bir gün evine gelir ve Hz. Muhammed (sav) haber gönderir ‘derhal eşinden boşan’ diyor. Kab bin Malik sorar, ya Resulullah babasının evine mi göndereyim? yoksa boşanayım mı? Resullulah babasının evine gönder diyor. Bu durum kırk gün boyunca devam ediyor. Ama Kab bin Malik sabahtan akşama kadar hep ellerini rabbine açıyor ‘ya rabbi ben hata yaptım, ben günah işledim, ben peygamberin emrine uymadım ya rab sen beni affet’ diyor ve her seferinde ağlıyor kırk gün sonra uzaklardan bir atlı geliyor bağırıyor ey Kab sana müjdeler olsun ki Rabbin senin tövbeni, senin yakarışını kabul etti. Hz. Kab üzerindeki elbiseyi çıkarıyor ‘bana müjdeyi getiren insana her şeyim feda olsun’ diyor. Üzerindeki hırkayı o şahıssa hediye ediyor ve o sevgiyle mescide Hz. Peygamberin yanına gidiyor. ‘Ya Resullullah! sen beni af mı ettin’ Peygamber Efendimiz ‘ben seni affetmedim Allah seni affetti’ sizin hakkınızda şu ayet indi.
“(Savaştan) geri bırakılan üç kişiyi de (affetti). Öyle ki bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti. Nefisleri de (vicdanları da) kendilerini sıkıştırmış ve Allah'dan (O'nun azabından kurtuluşun) ancak Allah'a sığınmakta olduğunu anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri için Allah onları tevbekar olmaya muvaffak kıldı. Şüphesiz ki Allah tevbeleri kabul edendir, Rahim'dir.”(Tevbe 118) Sığınılacak kapı sadece Allah’ın kapısıdır. İnşallah bu Ramazan nedeniyle Rabbimde bizim tövbemizi kabul eder, bu kıssadan şunu öğreniyoruz ki kişi günahkar olabilir ama Allah şirk dışındaki tüm günahlarını affediyor.”şeklinde konuştu.