İnsani Yardım Derneği (İHH) Solhan Şubesi tarafından organize edilen ‘Benim Adım Kudüs’ konferansına konuşmacı olarak Yolcu Dergisi Genel Yayın Yönetimi Ömer İdris Akdin katıldı.

Belediye Kültür Merkezinde yapılan program, İlyas Çaptuğ Hoca tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Sinevizyon gösterimi ardından kürsüye çıkan Yolcu Dergisi Genel Yayın Yönetimi Ömer İdris Akdin, kısaca 15 Temmuz olayına değindi. Akdin,” Bütün çalışmalarımızda 15 Temmuz’la başlıyoruz. Bu saldırı yalnızca içerideki bir şebekenin, bir terör örgütünün saldırısı olarak algılamak ve üzerini kapatmak asla mümkün değildir. Bu saldırı direkt Amerika'nın ve İsrail'in bölgeyi dizayn etmek için Türkiye'yi hizaya getirme saldırısıydı. Saldırının birinci aşaması geçti, bu saldırıyı karşıladık. Ama saldırının yüzde yirmisi şu an halledildi. Halkımız doğusundan batısına bu saldırıya karşı koydu ama saldırı şu an devam ediyor. Bu saldırıya dikkat çekmek gerekir. Bunun için 15 Temmuz bizim açımızdan önemli, takip edilmesi gereken ve önümüzdeki on yıl içerisinde sürekli gündemde tutulması gereken bir saldırıdır. Bu saldırı sonucunda ülkemizi geri aldık. Şu anda ülkemizi yeniden inşa edeceğiz.” Dedi.

“Özgürlüğün ve adaletin merkezi Kudüs’tür”

Kudüs’ün önemine değinen Akdin,”Konferansımızın konusu ‘Benim Adım Kudüs’tür. Özgürlüğün ve adaletin merkezlerinden biri de elbette ki Kudüs’tür. Karşılıksız bütün ülkeye Kudüs'ü anlatmaya devam edeceğiz. Çünkü şuna inanıyoruz. Mekke ve Medine ümmetin kalbidir, Kudüs ise ümmetin aklıdır. Kudüs işgal edilmişse ümmetin aklı işgal edilmiştir. Ümmetin aklı işgal altındaysa anlayın ki Ümmet Zillettedir ve ümmetin zillete olmasının en önemli göstergesi sürekli şekilde birlik ve beraberlikten bahsedildiği halde sürekli birbirlerini yok etmeye çalışmasıdır. Dünya tarihinde ilk kez insanlığa Şahit tutmasıdır bu acınacak bir durumdur öyle bir durum öyle bir hal dünya tarihinde Müslümanlar açısından ilk kez yaşanıyor yani Müslümanlar gittikleri her yerde Umut ve Ufuk oldular. Örneğin Müslümanlar Kudüs'e girdiklerinde Kudüs'ü ele geçirmediler, Kudüs'ün kılına zarar gelmemesi için dost olarak girdiler. Zaten Müslümanlar bir yere gittiklerinde dost olarak giderler asla İşgalci bir güç olarak oraya girmezler. Böyle bir mantıkları var. Onun için yüzyıllar boyunca bütün renkler Kudüs'te bir arada yaşadı. Müslümanların nezdinde Osmanlı'dan önce Memlükler de, Emeviler de, Abbasiler de bütün hakların ve bütün dinler ortak bir irade altında yaşadılar. Adalet altında yaşadılar ve her zaman mutlu oldular. Çünkü bizim aklımızda, bir Müslüman’ın aklında her renk olmalıdır. Bir renk eksikse muhakkak ümmet eksik demektir. Ümmet dediğimiz şey ortak bir adalet altında birleşen ve bir birlerine bu eman ile bağlı olan insanlıktır. Biz Hz. İbrahim’in milletinden, Hz. Muhammed’in Ümmetindeyiz.  Bu anlamda ortak insanlığın vicdanı olan bu adaletin tesir edilmesi Biz Kudüs'te gösterdik. Kudüs'te bunu insanlar tarihle yazdı. Şimdi Kudüs elimizden çıktı. Müslümanlar birbirlerini kıra kıra Kudüs'ü kaybettiler, Şam’ı kaybettiler, Bağdat’ı kaybettiler, sürekli kaybediyorlar, sürekli kaybediyoruz. Çünkü Aklımızda bir sorun var. Kudüs, Peygamberlerin tevhid merkezi olarak da bilinir. Hazreti İbrahim'in den başlayarak birçok Peygamber buradan geçti. Hazreti Muhammed (s.a.v) miraca yükseldiği Mescidi Aksa yine Kudüs'te bulunmaktadır. Peygamber Efendimiz üç mescitten bahseder. Kabe, Medine'deki Mescid ve Mescidi Aksa Bu üç mescittin kutsal olduğunu bu mescit üzerinden tevhidi yeniden inşa etmek üzerinde Peygamberimiz bize bir işaret veriyor.”şeklinde konuştu.