Bingöl Üniversitesi Erdemli Gençlik Kulübü tarafından "Düşünce Kuruluşları ile Şekillenen Ortadoğu Coğrafyası" konulu konferans düzenlendi.

Üniversitenin enstitülere ait konferans salonunda gerçekleştirilen program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı-Yazar Abdulkadir Turan, İslam ümmetinin birlik halinde olmasının Batıyı daima korkuttuğunu söyledi.

"Ortadoğu" kavramının eskiden coğrafi iken şimdilerde siyasal anlam kazandığını belirten Turan, "Burada İslam âlemiyle eş anlamlı hale getirildi. Onun için biz Ortadoğu kullanmıyoruz, İslam âlemi diyoruz. Biz onların kavramlarıyla düşünmeyeceğiz. Kavramlar düşüncenin evidirler. Biz kendi düşüncemizi onların çatısı altına koymamaya çalışacağız. Biz kendi kavramlarımızla düşüneceğiz ve konuşacağız." dedi.

"Zihinlerimizi yönetmeye başladılar"

Avrupa'daki düşünce kuruluşlarının siyasi mühendislik yaptığını dile getiren Turan, sözlerine şöyle devam etti: "Düşünce kuruluşları, yönetenlere ve yönetime talip olanlara danışmanlık yaparlar. Onların önünü açarlar. Doğrudur, Avrupa'da düşünce kuruluşları temelde siyasi mühendislik işini görüyordu. Siyasi ve askeri kişilerin danışmanlığını yapıp, onların zihinlerini uyandırıyorlardı. Düşünce kuruluşları bir dönemde Avrupa'da ve Amerika'da kendi haklarına dönük sosyal mühendislik yapmaya başladılar. Ama öyle bir noktaya geldi ki düşünce kuruluşları şimdi Batı'ya dönük siyasi mühendisliği aştı. Şimdi biz Müslümanlara yönelik siyasi ve sosyal mühendislik yapmaya başladılar. Bizim zihinlerimizi yönetmeye başladılar."

Turan, Batı ülkelerinin işlevlerinin geçersiz hale gelmesinin çok önemli bir gelişme olduğunu vurgulayarak, "Aslında planlar değişiyor. Üzülmeyin, bunlar önemli gelişmelerdir. Eskiden onlar efendiydi, içimizden birilerine İslam düşmanlığını yaptırıyorlardı. Şimdi içimizden İslam düşmanlığını yaptıracak birilerini bulamıyorlar da kendileri yapmak zorunda kalıyorlar. Tesettüre direkt Avrupalı müdahale ediyor. Bu çok büyük bir gelişme. Kendi projelerinin işlevsiz hale gelmesi çok çok önemli bir gelişme. Kendi fikirlerine başkalarını hizmetkâr yaptırıyorlardı, şimdi kendileri kendi fikirlerine hizmet etmek zorunda kalıyorlar. Zira onların fikirlerine hizmet edecek adamları kalmadı." ifadelerini kullandı.

"Müsteşrikler İslam âlemini sömürgeleştirdiler"

Tarihteki ilk düşünce kuruluşlarının müsteşrikler olduğuna değinen Turan, şunları söyledi: "Müsteşriklere gitmeden düşünce kuruluşlarının işlevi anlaşılmaz. Meşhur Filistinli Yazar Edward Said 'Bir İsrail generalinin tank, top, silah kullanması, bir müsteşrikin kalem kullanması gibidir. Arada sadece bu kadar fark vardır. İkisi de sömürge için çalışıyor.' diyor. Tarihte ilk düşünce kuruluşları müsteşriklerdir. Müsteşrikler ne yaptılar? İlk nesil müsteşrikler İslam âlemini sömürgeleştirdiler."

"Birinci Dünya Savaşı sona erdiğinde maalesef İngilizler İslam âleminin maddi değerine yani petrolüne ve manevi değerlerine el koydular." diyen Turan, "Yirminci yüzyıla kadar iki büyük mukaddesat olan Hicaz'da Haremeyn'e ve Kudüs'e el koydular. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra müsteşriklerin yerini düşünce kuruluşları aldı. Bu savaştan sonra düşünce kuruluşlarının işlevi İsrail'in yerini sağlamlaştırmaktır. İsrail aramıza konulan bir bela, bir musibettir." şeklinde konuştu.

"Haçlılar gücünü Müslümanların dağınıklığından alıyor"

Konuşmasının sonunda bilginin kıymetine dikkat çeken Turan, "Bilginin efendisi insanlığın efendisidir. 'İkra' emri nazil olduktan sonra bu böyledir artık. Biz bilgi çağındayız. Kim bilgiye sarılırsa yükselir. Zamanında bilgiye sarıldık, yükseldik. Biz terk edince onlar sarılıp ilerlediler. Daima Batının korkusu ümmet birliği olmuştur. Bazı kaynaklarda hep şu cümle geçiyor: Hristiyanlığın gücü Müslümanların dağınıklığındandır. Müslümanlar buluştuğu an Hristiyanlığın gücü biter. Açıkça söylüyorlar. Haçlılar gücünü Müslümanların dağınıklığından alıyor." dedi.

Konuşmanın ardından Turan, kendisinin kaleme aldığı kitapları öğrenciler için imzaladı.