Başbakan Başdanışmanı Dr. Necdet Subaşı, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ergün Yıldırım, Gazeteci Yazar Nevzat Çiçek ve Turan Kışlakçı gibi güçlü isimlerin katıldığı panelde; tarihten günümüze Ortadoğu'nun Dünü ve Bugünü Masaya Yatırıldı.
Bingöl Üniversitesi’nde "Ortadoğu'da Aslında Neler Oluyor" konulu panel düzenlendi. Panelistlerin bilgi dolu anlatımlarıyla renklenen programın moderatörlüğünü Rektör Prof. Dr. İbrahim Çapak yaparken; Başbakan Başdanışmanı Dr. Necdet Subaşı, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ergün Yıldırım, Araştırmacı Yazar Turan Kışlakçı ve Araştırmacı Yazar Nevzat Çiçek gibi güçlü isimler birer sunum yaptı.
Yoğun ilginin gösterildiği "Ortadoğu'da Aslında Neler Oluyor" temalı panelde açılış konuşmasını yapan Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, Bingöl Üniversitesinin kuruluşunun 10. yılı münasebeti ile Bingöl şehrini de içine katarak başlattıkları bilimsel, kültürel ve sportif etkinliklerden birine daha ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek sözlerine başladı. "Ortadoğu'da Aslında Neler Oluyor" panelinde Türkiye kamuoyunun yakından tanıdığı ve kendisinin de fikirlerini çok önemsediği önemli konuklardan istifade etmenin Bingöl için de önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Çapak, “Yaşadığımız coğrafya, her zaman hareketliliğin olduğu bir coğrafya. Tarihten beri bizi çok kolay bir şekilde birbirimize düşürdüler. Hala da düşürmeye devam ediyorlar. Konuklarımız, bu konuda uzman, araştırmalar yapmışlar. İnşaallah çok güzel bir şekilde anlattıklarından istifade edeceğiz. Kendilerine Bingöl’e geldikleri için teşekkür ederim” dedi.
“Ortadoğu’da yaşananlar yıllar önce yazılmış bir senaryodur”
Ortadoğu coğrafyasında yaşananları anlatan Araştırmacı-Yazar Turan Kışlakçı, 1917 ve sonrası Kudüs ve Ortadoğu genelinde yaşananları aktardı. Batının yıllardır Müslüman coğrafyasında insanları birbirine düşürdüğünü belirten Araştırmacı-Yazar Kışlakçı, "Bizler Çanakkale'de aynı bir duruma tanıklık etmiştik. Yahudiler, Kudüs'ten kovulduktan 2 bin yıl sora kurdukları Siyon Katırcı Birliği ile ilk kez bize karşı Çanakkale'de mücadele etmişti. Sizde sık sık tanıklık ettiğiniz bir şey, ‘Araplar bize ihanet etti ve arkadan vurdu' söylemi de uydurulduğu dönem bu dönemdir; çünkü Araplar, Balkan muharebelerinde bizimle beraberdiler. Çanakkale'de; Kürtler, Araplar, Türkler, Çerkezler herkes beraberdi. Filistin ve Kudüs cephesinde de öyleydi. Batı, Araplara bizi kötüledi. Bize Arapları kötüledi ve bizi birbirimize düşürdü. Şimdi daha fazlasını yapıyorlar. Birbirlerine düşürmedikleri Müslüman kalmadı. Yazdıkları senaryoyu oynatıyorlar. Bu oyunlara hala gelmemiz en acı durumdur. Ortadoğu'nun şu anki şekli 1917'de çizildi. İngiliz bir ajanın hatıralarında, 'Biz Ortadoğu'yu bölmüştük, Osmanlıdan kurtarmıştık, almıştık, işgal etmiştik ve buralara isimler verilmesi gerekiyordu' yazısı yer alıyor. Evet, 1917'de Mısır'da bir otelde Avrupa devletlerinin ajanları yaptıkları toplantıda Ortadoğu ülkelerinin sınırlarını çizip, ülke isimlerini o günkü toplantıda kararlaştırmışlar. Ortadoğu bu oynanan oyunları artık görmeli" ifadelerini kullandı.
“Arap Baharını çok saf bir şekilde olumlu gördük”
Başbakan Başdanışmanı Dr. Necdet Subaşı, Arap Baharı diye adlandırılan dalgalanmanın algılanışı üzerinde durarak konuşmasına başladı. Afganistan'dan, Fas'a, Cezayir'e Tunus'a ve Arabistan’a kadar içinde Türkiye'nin de yer aldığı koca bir coğrafyanın Ortadoğu olarak isimlendirildiğini belirten Subaşı, “Arap Baharını hepimiz çok saf bir şekilde olumlu bir gelişme olarak algıladık. Tunus'tan başlayarak, Mısır'a kadar gelen bu süreçte Müslüman enerjisi meydanlara taşındı. Bu enerji çok ciddi anlamda kitlesel eylemlerin motivasyonu olarak kullanıldı. Ama sonrasına baktığımızda nasıl saf saf kandırıldığımızı gördük. Bu coğrafya büyük bir çıkmazın içerisine sürüklendi. Hala bazıları bu yaşananları çok saf bir şekilde ya demokrasi mücadelesi ya da özgürlük mücadelesi olarak görüyor " diye konuştu.
“Batı toplumu, oluşturduğu kavramlarla İslam toplumunu ayrıştırıyor”
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ergün Yıldırım ise, Batı toplumlarının oluşturduğu kavramların, toplumu ayrımcılık ve iticiliğe götürdüğünü vurgulayarak başladı sözlerine. İslam toplumunda çeşitli akımlar ve hareketlerin olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Yıldırım, "Kendi toplumlarımızın kendilerine ait hareketleri olmayacak mı? O zaman bu hareketler doğduğu zaman belli sorunları çözmek üzere var oldukları zaman kendilerini değişik yerlerde temsil edemeyecekler mi" şeklinde konuştu.
“İslam’a karşı İslam’la bizi birbirimize düşürüyorlar”
Panelin son konuşmacısı Araştırmacı-Yazar Nevzat Çiçek de Batı'nın Müslümanlara yönelik projeleri üzerinde durdu. Batının Müslüman coğrafyasında insanları birbirine düşürmek için çok senaryo ve oyun kurguladığını ifade eden Çiçek, "İslam coğrafyasında olan şeyin özeti 'İslam'a karşı bir İslam'dır. Ali Şeriati'nin 'dine karşı din' tezinden hareketle 'İslam'a karşı İslam.' Medeniyet çatışması, İslamofobi ve iç çatışmalar aslında bir ‘İslam'a karşı İslam' projesi olduğunu görebiliyoruz" sözleri ile konuşmasını bitirdi.