Advert
as

Nereden Nereye…

  • Musa APUHAN
  • 2018-03-28 14:51:59
  • 3270 Görüntülenme
  •  

    Ülkenin içinde bulunduğu durum içler acısıydı.

     

    Umut vaat eden hiçbir girişim yoktu.

     

    Tablo o kadar kötüydü ki, ülke adeta Avrupa ve ABD’nin kapısında dilenir olmuştu.

     

    Halk yarına dair endişe içinde iken, banka soyanlar, devletin imkanlarını çarçur edenler, hep yeni hesapların peşine düştüler.

     

    Umut vaat edenleri, “şiir okudu” diye hapislere attılar.

     

    Her şeyi kendi istedikleri gibi planlamak ve halkı herkese muhtaç ve bağımlı hale getirmek istediler.

     

    Kısacası halk ile seçilenler birbirlerinden iyice kopmuştu.

     

    2002 AK Parti süreci ile beraber Erdoğan’ın, halktan kopan siyasetçileri ve seçilmişleri tekrar halkla bir araya getirmek için ilk girişimlerinden bir tanesi de, milletvekilleri lojmanlarını boşaltıp onların halka karışmasını sağlamaktı ve bu yönde talimatı da verdi.

     

    Bu durum halk tarafından hoşnutlukla ve umut verici olarak karşılandı.

     

    “Neden bu konu?” diye merak ediyorsunuz…

     

    Aradan geçen yıllar da neler oldu, ona bakalım istedim.

     

    Ankara’da Çukurambar diye bir yer var, duymuşsunuzdur.

     

    Ak Parti Milletvekillerinin saltanat sürdükleri yerdir.

     

    Çocukları sanat camiasından gençlerle gününü gün ederken, mebuslar da yanlarına birer ensesi kalın iş adamı alıp, orada ‘Daha fazla nasıl kazanırım?’ın hesabını yapıyorlar.

     

    Yanlış anlamayın; merak edip oraya giderseniz, cebiniz dolu olsun.

     

    Çünkü en ucuz yemek Müslüm Ustanın kebabıdır, o da bir kebap-ayran 40 TL

     

    Halkın vekili halka karışsın diye lojmanları tahliye eden bir liderin, günde 1000 TL para harcayan yol arkadaşları oldunuz.

     

    Bingöl özeline geldiğimizde, bu durum biraz daha abartılı duruyor.

     

    Neden mi?

     

    Uzun yıllar siyaseten bir yerlere gelmek için yağmur duasına çıkan, garipler gibi Bingöl sokaklarında boynunu büküp gezen ve dürüstlük abidesiymiş gibi duran, uzun yıllar “Dostum” dediği adamın dükkanının tezgahının arkasında lahmacun yiyen sayın vekil artık Çukurambar’da yiyor, içiyor, zaman geçiriyor.

     

    Unvan yaftası ile Bingöl’de milletvekili seçtirilen bir eski vekilimiz de, uyumsuz kılık-kıyafeti ve yana kaçmış kravatı ile MARCO PASCHA’da takılıyor.

     

    Bunların ne kadar Bingöl’lü olduklarını merak ediyorsanız, paylaştıkları taziye mesajlarına bakın.

     

    Üç aylık taziyeleri, şehre uğradıklarında bir kerede aradan çıkarıyor ve twitter sayfalarında paylaşıyorlar (140 karakter iken sıkıntı büyüktü, 280 karakter olunca sıkıntı çözüldü.)

     

    Ha bir hatırlatma; taziyelerin kazası yok, bizde üç gündür…

     

    Eskiden kimin oyu ile seçilirse seçilsin mazbatayı alınca Milletvekili olunurdu.

     

    Şimdi Mil’i gitti, Let’i kaldı.

     

    Let;  Zazaca’da bütünün küçük parçası demek.

     

    Seçimde herkesin kapısını aşındır, seçildikten sonra aile, köy, aşiret vekili ol.

     

    İnanmıyorsanız Let vekilliği dönemine bakın paylaştığı bütün fotoğraf karelerine, akrabasının düğünü, yeğeninin sünnet düğünü, köylüsünün taziyesi, aşiretinin bayram töreni… ötesi yok.

     

    Bu mu vekillik?

     

    Doğru ya, siz Let vekili olmuşsunuz.

     

    Biz Bingöl’ümüzde yeni ve doğru hesaplar yapmaya çalışıyoruz,

     

     

    Sizde Çukurlarınızda ambar’larınızda pardon Çukurambar’larınızda bolca harcadığınız paracıklarınızla mutlu olun.

    Musa APUHAN
    Musa APUHAN
    KÖŞE YAZARI
    BİYOGRAFİ