Advert
as

‘Şüphesiz sen mükemmel bir ahlak üzeresin’ (Kalem Süresi- 4)

  • 2017-05-16 12:13:06
  • 1715 Görüntülenme
  • Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir.(Buhari, İman 4,5)

     

    Kıymetli düşünen,

     

    Peygamber efendimiz ‘ Müslüman kimse İnsanların elinden ve dilinden emniyette olduğu kimsedir.’ Buyuruyor. Yine Hz. Peygamber bir başka hadisi şerifte de ‘ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim’ diyor. Bu çerçevede Kur’an Peygamber efendimizi, sahip olduğu ahlakıyla övüyor ve ona ‘Ey Peygamber şüphesiz sen mükemmel bir ahlak üzeresin’ diyor. Ahlak bir toplumun huzur içinde yaşaması için olmazsa olmazıdır. Bu bağlamda ifade ettiğimiz ayet ve hadisler bize toplum da ahlaklı bireylerinin yetiştirilmesinin ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Bundan dolayıdır ki toplum için huzurun, gevenin ve mutluluğu teminatı güzel ahlakı düstur edinmiş eğitimli nesiller yetiştirmektir. Şunu çok iyi anlamamız gerekiyor ki, Vatanın, Milletlerin ve devletlerin yükselmesi, bekalarını sürdürmeleri ancak ve ancak, ellerinden ve dillerinden emin olunan ahlaklı bireylerin yetiştirilmesi ile mümkündür. Çünkü güzel ahlaklı olmak, hem toplumu oluşturan bireylerin iç dünyasında denge ve huzuru bulmalarına sebep olur, hem de o bireylerin çevrelerine karşı bakışlarını güzelleştirip empati yapma duygusunu o gençlerde oluşturduğu için, o çevreyi imar ve ihya eder. Dolayısıyla bu fertleri yetiştirip geliştirebilen toplumlar, geleceklerine güven içinde huzurla refahla bakabilirler.

     

    Allah Peygamberimizi, Kur’an’da ‘Sen şüphesiz mükemmel bir ahlak üzeresin’ diyerek övmektedir. Allah’ın Kur’an’da mü’minler için övgüye değer gördüğü en önemli davranış şekli güzel ahlakla yapılan davranıştır. Güzel ahlakından dolayı Kur’an’ın örnek gösterdiği peygamberimizin hayatından birkaç örnek vererek yazımızı siz değerli düşünenin anlayışına sunmak isteriz.

     

    Şimdi şunu e-net olarak ifade edebiliriz ki, Peygamberimiz, bütün insanların en çok güvendiği insandı. Zir O büyük Peygamber, ister Müslüman ister başka bir dinden olsun insanların elinden ve dilinde emin olduğu bir kişiliğe sahipti. Bundan dolayıdır ki, Peygamber Efendimizin düşmanları bile ona ‘Muhammedü’l-Emin’ demekten kendilerini alamıyorlardı. Hiç kimsenin hiç kimseye güvenmediği bir ortamda Peygamberimize, onu tanıyan herkes güveniyor en kıymetli neleri varsa getirip ona gönül huzur ile emanet edebiliyorlardı. Peygamberimize duyulan bu güvenin temelinde yatan en önemli sebep Peygamberimizin bir diğer güzel ahlaki özelliği, ister Müslüman olsun ister başka dine mensup olsun hiçbir ayırım gözetmeden bütün insanlara karşı vefalı ve cömert davranmasıydı. Peygamberimizin bu güzel ahlâkî vasıfların tamamlayıcısı olarak değerlendirebileceğimiz bir diğer özelliği ise, şaşmaz adaleti ve bütün varlıkları kuşatan merhameti idi.

     

    Şimdi biraz düşünüp kendimize şöyle bir soru soralım: Peygamberimiz bütün bu özellikleri kendisi yapmakla kalmadı bizlerinde yapmasını neden emretti Biliyor musunuz? Çünkü Peygamberimiz, güzel ahlakın tüketildikçe artan ve sermayesi hiç eksilmeyen bir yönünün var olduğunu çok iyi biliyordu. Şunu da çok iyi biliyordu ki; güzel ahlak topluma hem mutluluk hem de refah getirebilen tek dinamiktir. Bunun aksi toplumda güvenin yok olması ve neticesinde de, o toplumların perişan olup, esaret altında başka toplumların hor ve hakir gördüğü bir konuma düşmesidir. Bu hakir ve hor görülme durumuna düşmemek için bizi biz yapan değerlerimize sahip çıkmalı ve bu değerlerimizi nesillerimize aktarmak için bütün imkânlarımızı seferber etmeliyiz.

     

    Netice itibariyle bütün bu saymaya çalıştığımız güzel insanî ve imanî özellikleri Peygamberimizin şu sözü ile bağlamak istiyorum; ‘Müslüman insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.’ İşte bu harika söz bize her şeyi açık ve net bir şekilde anlatmaktadır. Müslümanım diyen bir kimse kendisine yapılmasını istemediği bir davranışı, bir söz, bir tavrı, bir başkasına asla yapmayan, söylemeyen ve göstermeyen kimsedir. Bundan dolayı muhatap olduğumuz hangi varlık olursa olsun, o varlığın elimizden dilimizden ve özelliklede niyetimizin sağlam ve samimi olmasından emin olması lazım. Zira din birbirimize karşı yaptığımız davranışların hepsinden bizleri mesul tutmakta ve hesabı ona göre vereceğimizi ilan etmektedir.

     

    Mevla’mız bizleri elinden dilinden başkasına zararı değil faydayı veren birer Müslüman olmayı nasip etsin. Âmin.

     

     

    KÖŞE YAZARI
    BİYOGRAFİ