Advert
as

Anne...

  • Musa APUHAN
  • 2017-05-16 12:10:35
  • 4179 Görüntülenme
  • Sırrını çözemediğimiz bir serüvendir annelik.

    Bazen doğumdan önce başlar annenin bebeğini sevmesi, ona en güzel isimler bulmaya çalışması ve nasıl seveceğinin provaları.

    Bebeğin ilk tanışacağı kişinin, kendisi olduğunu bilir anne.

    Bebeğini nasıl seveceğini, minicik ellerini düşündüğünde "oy ben sana kıyamam" dediği," ben seni en güzel ninnilerle ve gülücüklerle büyütürüm." diyen yüreğin ve hislerin kaynağıdır anne.

     

    Yaşama, mücadeleye ayak uydurması için anne sürekli yavrusuna programlar yükler ve onun sosyalleşmesi için ilk öğretmeni olur.

     

    Çocuğun bütün yaşamını şekillendiren ilk çocukluk dönemlerinin, tek öğretmeni annedir.

    Çocuğun o yaşlarda anneden aldığı kültür, bütün ömrünün kararlarında yerini alır.

     

    Annenizin hayatınızdaki yerini gerçekten kelimelerle ifade edebilecek misiniz?

    Anne dışında her yaşta sıcaklığını hissettiğiniz başka biri var mı?

    Neden öyle oluyor biliyor musunuz?

    Şu koca alemde annenin yerini dolduracak başka bir varlık yoktur da ondan.

     

    "Sana gelen bana gelsin" diyen, her derdinizi düşünmeden üleşen, en ufak mutluluğunuzda dünya kadar şen olandır anne.

     

    Ağlarken gözyaşıma mendilsin annem.

    Kanayan her yarama merhemsin annem.

    Diyorum ki sen gerçekten meleksin annem.

    Melekler günün kutlu olsun annem.

     

    Bütün bunları yapan bir anne, yavrusundan, can tanesinden ne bekler?

    Yalnız ve yalnız duygusal bir karşılık.

     

    Yavrusunun hürmetkar, saygılı, sevecen, uysal, çevresine, toplumuna, milletine faydalı olmasını arzu eder.

     

    Böyle bir varlığın aldığı her nefes kutlu olsun, yaşadığı her an mutlu olsun, bütün dua ve dilekleri kabul olsun.

     

    Bir de her gününü annesiz geçirenler, özlemi, hasreti yüreğinde katmerleştirenler var...

     

    Bazen birilerinin mutlu olduğu bir yerde başka birilerinin yarası tekrar kanayabilir, hüzünler depreşir, gözyaşları gizli gizli sineye dökülebilir.

    Anneler gününü annesiz geçiren biri şunu çok iyi bilir; bundan sonra kalan ömrünün tamamı annesiz geçecektir.

    İçinde öyle volkanlar patlar ki o bütün alemin onun çığlığıyla sağıra dönüştüğünü zaneder ama aslında kimse onun çığlıklarını duymamaktadır.

    Anne için dökülen gözyaşları kutsaldır, onu hiç kimse silerek kurutmak istemez.

     

    Anneler gününü annesiz geçiren herkesin, annesi hayatta olan insanlara ortak bir çağrısı hep vardır;

    Anneniz halen sağken ve hayattayken ve öpülesi elleri varken, gidin, ihmal etmeyin ve o şefkat deryasından kana kana için.

    Size halen uzatılacak bir el varken...

     

    Anneler gününü sensiz geçirtme annem,

    Saçlarımı okşayansız bırakma annem,

    Gözlerim yoluna perçinli annem,

    Anneler günün kutlu olsun annem.

     

    Sonuç olarak; bu anneler gününü de annesiz geçirecek olanlara annelerini unutturacak veya anneleriyle onları buluşturacak bir imkan yok ama onların hasretlerinden ve hüzünlerinden ders çıkarak binlerce evlat var.

    Onlar annelerine hasretle ve muhabbetle hep sarılsınlar, yarın çok geç olmadan.

    Er veya geç herkes bir gün ayrılacak, ayrıldıktan sonra keşke dememek için yaşanması gereken ne varsa, dolu dolu yaşamak gerekir.

     

    Musa'yım derim ki dünyamsın annem,

    Sana gelen, bana gelsin diyorum annem,

    Ola ki hatam olur, sen affet annem,

    Anneler günün kutlu olsun annem.

     

     

    Bir kez daha bütün annelerin anneler gününü kutluyorum saygı ve hürmetlerimi iletiyorum.

    Musa APUHAN
    Musa APUHAN
    KÖŞE YAZARI
    BİYOGRAFİ